Zaferlerle Anılan Ağustos
- Yazar: Ali YURTSEVEN
- 26 Ağustos 2025
- 51 kez okundu

(Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz İleri!!!)
Anadolu diye adlandırılan bu kutsal topraklar, ağustos ayı ve Türk tarihinin değişik zaman dilimlerinde “Zafer Ayı” olarak anılır. Ağustos ayı zaferleri arasında 26 Ağustos 1071 tarihinde gerçekleşen Malazgirt Meydan Muharebesi, Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olmuştur. Temelde daha önceden de Selçuklu ile Bizans orduları arasında savaşlar gerçekleşmiş olsa da bu savaş ile Anadolu’ya Türkler kesin olarak giriş yapmışlardır.
Ülkemizin Muş ili sınırları içerisinde yer alan Malazgirt Ovası’nda Selçuklu ve Bizans orduları karşı karşıya gelmiş, Selçuklu ordusunun başında Sultan Alparslan, Bizans ordularının başında ise Romen Diyojen bulunuyordu. Malazgirt Zaferi’nin önemi, Türklerin Anadolu’yu kalıcı bir yurt olarak benimsediklerinin işareti olmasıdır. Bu zafer ile birlikte Türkler, tarih sahnesine Anadolu coğrafyasında çıkıyorlardı. Sultan Alparslan 26 Ağustos 1071 tarihinde Malazgirt’te zaferden sonra tarihe geçen şu muhteşem cümleyi kurmuştur:
“Size öyle bir vatan aldım ki; ebediyen sizin olacaktır.”
11 Ağustos 1473 tarihinde Otlukbeli Zaferi gerçekleşmiştir. Osmanlı ile Akkoyunlu devleti ve iki Türk hükümdar arasında gerçekleşen bu savaş, esasında Anadolu’nun kimin olacağının yeniden belirlenmesiydi. Otlukbeli Savaşı sonrasında Osmanlı ve İran komşu ülke haline gelmişti.
Günümüz Van bölgesindeki Çaldıran Ovası’nda 23 Ağustos 1514 tarihinde iki Türk ordusunu tekrar karşı karşıya getiren bu savaşta, Yavuz Sultan Selim komutasında olan Osmanlı ordusu kazanmıştır. Yavuz Sultan Selim dönemi ağustos ayı savaşları arasında Mercidabık Savaşı da önemli yer tutar. Sultan Selim, diğer sultanların aksine Batı’ya değil, Doğu ve Ortadoğu’ya seferler düzenledi. Sultan Yavuz özellikle halifeliği elde etmek istiyordu. Halifelik hem kendisine prestij sağlayacak hem de Osmanlı’nın Müslümanlar üzerindeki etkisini önemli ölçüde artırmış olacaktı. Halifeliğin Osmanlı’ya gelişi o döneme göre çok önemliydi.
Bu savaşlar silsilesi ile Osmanlı, Doğuda, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da önemli toprak kazanımları elde etti. Buradaki topraklar 1900’lü yılların başına kadar Osmanlı toprağı olarak kalacaktı. Yavuz Sultan Selim’in vefatı sonrasında tahta Kanuni Sultan Süleyman çıkmış, Sultan Süleyman Doğu’daki sorunların halledilmiş olduğunu görünce yönünü Batı’ya doğru çevirmiştir. Daha önceden II. Murat ve Fatih tarafından da kuşatılmış, ancak alınamamış Belgrad, ağustos 1521’de bu sefer alınmıştır. Belgrad’ın fethi özellikle Avrupa’da büyük ses getirmiş ve Avrupa seferleri için önemli bir merkez haline gelen şehre, Cihat Kapısı anlamına gelen Dar’ül Cihad adı verilmiştir.
29 Ağustos 1526 tarihinde yapılan Mohaç Zaferi, Osmanlı ve Türk tarihinin en önemli savaşlarından birisidir. Macar Kralı II. Layoş ve Sultan Süleyman komutasındaki orduların gerçekleştirdiği savaş, şimdiye kadar yapılan en büyük meydan muharebesi olarak da bilinir. Bu savaş Sultan Süleyman’a önemli bir ün kazandırdı ve Avrupa’da kendisine “Muhteşem” denilmeye başlandı. Mohaç Zaferi ile Budapeşte ele geçirildi ve Macaristan Osmanlı’ya bağlandı.
01 Ağustos 1571 tarihinde Doğu Akdeniz’in en büyük adası olan Kıbrıs, Osmanlılar tarafından alınmıştır. Venedik’in elinde bulunan ada, özellikle Akdeniz ticaretini kontrol etmek açısından önem taşıyordu.
Yakın tarihimize özellikle Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı mücadelemizde ağustos ayının ayrı bir önemi vardır. 06 Ağustos 1915’te Anafartalar Grup Komutanı Kurmay Albay Mustafa Kemal, düşman kuvvetlerine karşı başarılı operasyonlar düzenleyerek savaşın seyrini değiştirmiştir. Anafartalar Cephesi, Çanakkale Savaşı’nın önemli bir parçası olup Atatürk’ün askeri dehasını sergilediği bir alandır. Mustafa Kemal, Çanakkale’de Anafartalar Kahramanı olmuştur.
Kurtuluş Savaşı içinde en önemli savaşlardan biri olan Sakarya Meydan Muharebesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin de kuruluşuna giden yolda büyük bir rol oynamıştır. Türk ordusu ile Anadolu’yu işgal etmiş olan Yunan ordusu arasında gerçekleşen savaş 23 Ağustos 1921 tarihinde başlamış, harekete geçen Türk ordusu tam 22 gün 22 gece savaşarak Yunan ordusunu mağlup etmiştir. 13 Eylül 1921 tarihinde ise Sakarya Irmağı’nın doğusundan Yunan birlikleri uzaklaştırılmıştır. Sakarya Meydan Muharebesi’nin önemi, Ankara’ya doğru ilerlemekte olan Yunan birliklerinin durdurulmasıdır. Ayrıca Ankara hükümetinin de önemli bir saygınlık kazanmasıdır.
Mustafa Kemal bu savaş kapsamında ünlü sözü “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz.” ifadelerini kullandı. Bu sözler, ne pahasına olursa olsun savaştan galip ayrılmayı ifade ediyordu.
Ağustos ayında yaşanan zaferler arasında zincirin son halkasını Büyük Taarruz oluşturur. Türk yurdu olan Anadolu’nun kesin olarak düşman işgalinden kurtulması için yapılan çalışmalar sonucunda 26 Ağustos 1922 tarihinde sabaha karşı Başkomutan Mustafa Kemal tarafından saldırı emri verildi. Türk ordusu Batı Anadolu kesimlerinde bulunan Yunan birliklerinin üzerine harekete geçti. 26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan Büyük Taarruz, sonsuz zaferimizin başlangıç hikâyesi ve bağımsızlık mücadelemizin başlangıcı için ilk adımdır.
Bu saldırı için önemli hazırlıklar yapılmış ve Türklüğün Anadolu’daki dönüm noktası olarak karar kılınmıştı. 30 Ağustos’ta çembere alınan Yunan birlikleri, Dumlupınar mevkiinde aldıkları yenilgi ile dağılarak kaçmaya başlamışlardır. Bunun üzerine Mustafa Kemal “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir!” emrini verdi ve Türk ordusu İzmir’e doğru yürüyüşe geçti. Bu yürüyüş sonucunda 9 Eylül’de İzmir’e girilecek ve Yunan birliklerinin Anadolu’daki son toprağı da saf dışı bırakılmış olacaktı.
26 Ağustos 1922 tarihinde Gazi Mustafa Kemal yine tarihe altın harflerle yazılacak o muhteşem cümleyi söylemiştir:
“Bu memleket, tarihte Türk’tü, bugün de Türk’tür ve ebediyen Türk olarak kalacak ve yaşayacaktır.”
Bu zaferin en büyük önemi, Türkiye Cumhuriyeti’nin de kuruluşu için nihai tayin edici zafer olarak görülmesiydi. Bundan sonra artık savaş meydanında değil, diplomasi alanında zaferler elde edilecekti. Diplomasi alanında kazandığımız zaferlerden ilki olan Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanmış bir barış antlaşması olup, Kurtuluş Savaşı’ndaki zaferin ardından Türkiye’nin bağımsızlığını uluslararası alanda tanıyan ve tanıtan önemli bir belgedir. Antlaşmanın sonuçları arasında Misak-ı Milli kararlarının büyük oranda gerçekleştirilmesi, Sevr Antlaşması’nın geçersiz kılınması ve yeni Türk devletinin İtilaf Devletleri tarafından tanınması yer almaktadır. Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin özgür ve bağımsız bir ülke olarak varlığını pekiştirmiştir.
Malazgirt’ten sonsuza kadar Türk yurdu olarak kalacak olan kutsal Anadolu topraklarımızdaki başarı ve zaferlerle dolu ağustos ayının getirdiği bu coşku ve heyecanımızın hiç eksilmeden devam etmesi, şehit ve gazilerimizin aziz ruhları ve hatıralarının yaşatılması ile “Ne Mutlu Türküm Diyene.”
Ali YURTSEVEN
26.08.2025
Kaynakça
Yararlanılan Kaynaklar:
https://www.haberturk.com/lozan-antlasmasi,https://www.sabah.com.tr/egitim/ataturk, https://www.bing.com/anafartalarkahramanı,https://tr.wikipedia.org/ Anafartalar_Savaşı, https://tarihvakti.com/ agustos-ayi-zaferleri, https://tr.wikipedia.org/ Çanakkale_Savaşı,https://tarihnotum.com/, Atatürk Ansiklopedisi.
Bu yazının bütünü yazarına aittir
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
İnstagram