Yıldız Tozu
- Yazar: Yıldız TEK GAMLI
- 23 Ekim 2025
- 50 kez okundu
Yıldız Tozu
Ne büyük hayallerim vardı oysa… Küçüktüm, küçücük bir kız çocuğu…
Gökyüzü benimdi, milyonlarca yıldızlardan birinden geldiğimi hayal ederdim. Her gece yıkık dökük evimizin balkonundan.
Bu dünyaya ait değilim, bu dünyada doğmadım ben diye kafamdan geçirirdim.
Bu yaşam bana ait olamazdı, küçücük ev dar geliyordu bana. Ruhum sığmıyordu bu eve, bu sokağa, bu caddeye, bu mahalleye…
Buraya ait olamazdım, bu küçük dünya bana ait olamazdı. Eminim çok uzak, gelişmiş bir galaksiden, tüm evrene sahip olacakken yanlışlıkla düşmüştüm bu keşmekeş dünyaya…
Her gece baktım, her gece farklı göz kırpan bir yıldıza yalvardım. Lütfen, beni görün, beni kurtarın, sığamıyorum bu küçücük bedenimde, koskocaman hayallerimle dünyaya. Sonra gerçek, yüzüme bir tokat gibi çarptı.

Ben büyümeye başladım
Ben büyümeye başladım, daha az baktım yıldızlara, beni duymadıklarına inandım, küstüm, konuşmadım bir daha…
Madem kurtarmıyordu beni yıldızlar, tüm hayallerimi kendim kuracaktım.
Çalıştım, çok çabaladım. Bu küçük evin küçük dünyasından kendim çıkacaktım…
İnsanları tanımaya başladım. Benim gibi küçücük dünyalarından kurtulmaya çalışanları hemen tanıdım. Okudum, bulduğum her şeyi okudum. Eminim bir yerlerde benim geçtiğim yollardan geçmiş, benim acılarımı tanımış ve mutlaka bir çıkış yolu bulmuş birileri vardı.
Eminim onlar da benim gibi kendilerini hiçbir yere ait hissetmemiş, çıkış yolu aramışlardı. Belki bir yerlerde okunur diye yazmışlardı.
HANGİ KİTAPTI?
Hangi kitaptı, herkes anlar mıydı, fark eder miydim, bilmiyorum ama umudumu hiç yitirmeden, yılmadan, bıkmadan, usanmadan okudum…
Derme çatma bir evin balkonundan gökdelenlerin hayalini kurdum.
Çıkışı bulmak için her yolu denedim, her işte çalıştım, her eğitimi aldım. Bu küçük dünyada ne yapmak isterseniz isteyin, kişisel ihtiyaçlarınızı karşılamak, gereksiz bedeninizin devamını sağlamak için karnınızı doyurmak, tüm bunları sağlayabilmek için para denen kâğıt parçasına sahip olmak zorundasınız.
O değersiz kâğıt parçanız ne kadar çoksa o kadar değerliydiniz. Bir şeyi bilmenizin anlamı yoktu. Bildiğinizi göstermeniz için eğitim belgeleri biriktiriyordunuz, dosyalar dolusu ve ancak şanslıysanız o belgelerin biriyle çalışıyorsanız kâğıt parçası alabiliyordunuz.

Aldığınız kâğıt parçası kadar yiyebiliyordunuz, içinde bulunduğunuz dünyada yer edinebiliyordunuz. Saçmalıktı, biliyordum ama yer edinebilmek için var olan sınırları, savaşları, yangınları, kıyımları, açlığı görünce bir yere ait olabilme düşüncesiyle kâğıt paranın kölesi olduğum zamanlar yaşadım. Utanç vericiydi ama o doyumsuzluk hissinin verdiği çılgınlıkta geçici mutluluklar yaşadım.
Öyle bir an geldi ki sabah kalktığımda yataktan kalkmak yük geldi, günler anlamsızlaştı, bir boşluk hissiyle yıllar geçti. Uyandım ve yeniden aramaya başladım.
Hayat akıp gidiyordu, başarılarım kadar başarısızlıklarım vardı. Kafamdan taşan düşüncelerim bu bedene ağır geliyordu. Ağladım, günlerce ağladım…
Hiçbir şey olmamı fark etmemle her şey farklı gelmeye başladı.
Doğa her baharda hayat buluyordu. Dünya bile yaşlanmaya başlamıştı.
Tüm bencillikler kirletmişti, yok oluyordu, insansız var olabilen, insanların başka bir yeri olmadığını anlayamadığı dünyayı…
Bu sefer güçsüzlüğüme ağladım. Tüm bunları tek başıma değiştirebilecek gücümün olmaması aciz hissettirdi beni, yok olan her güzel şeyi tek tek sevgiyle uğurladım.
İnsanları kendi halinde tüm çirkinlikleriyle bıraktım.
Kocaman gözleriyle bana bakan küçük kıza göz kırptım…
Yıldız Tek Gamlı
02/09/2025
Editör: Nigar KAYA
Yazının Tamamı Yazarına Aittir.
Yazarın Diğer Yazılarını Okudunuz mu?

Çok güzel ve çok gerçek bir yazı. Tebrik ediyorum.👏👏👏
Bir yıldızdan bence çok güzel bir Yıldız Gamlı olmuş. Nice başarılara
Yüreğinize kaleminize sağlık hocam yine farkındalık içeren bir yazı olmuş. Tebrik ederim.
Güzel yorumlarınızı bekliyorum 🥰