Umudun Arka Yüzü

Umudun Arka Yüzü

Umudun Tohumları 

Büyütülen sadece bir çocuk mu, yoksa içimizde filizlenen bambaşka bir umut mu?”

“Baharın gelişi yaklaşıyor. Az önce ikinci cemrenin suya düştüğü müjdelendi, herkes sevinçli. Havanın ısınacak olması umutları yeniden filizlendiriyor.”. Hava etkiler öyledir çünkü, insan güneşi kendine umut bilir. “Her şey karışınca ‘Her gecenin bir sabahı var.’ deriz. Öyledir insan; ne kadar bilirse bilsin, ancak yaşadığında umudu tazelenir.”

Umut tazelemek bizim doktora alanımız. Biz kimiz sözümona “farklı çocukların” aileleri.

Annelik ve Umut İki Yani Bir Arada Taşımak 

“On üçüncü senedeyiz, kaç evlat büyüttüm bilmiyorum. Ama bir evlat büyütürken içimde kaç çocuğun büyüdüğünü de…”

“İçimde kaç çocuğu görmezden geldim, kaç tanesinden kaçamadım, kaç tanesi bana aslında kıymetli olanın ne olduğunu öğretti bilmiyorum.”

“Küçük anların toplamında, ‘Ben ne yaşıyorum?’ ile Bu anlar bir daha geri gelmeyecek  ikileminde kaldığımı görüyorum. Annelik hezeyanlarım belki en tecrübelisi değil ama… evet, artık vursalar ölmem kıvamına geldi. Kendime bir kahveyi hak görüyor dinginleşmek için alternatifler arasında mekik dokuyorum.

Bazı şeylerin gözümde eski değerini yitirdiğini anlamam dakikalar alıyor önceki hevesimi yitirdiğim hobilerim ve spesifik eğlencelerim tozlu raflardan çöpe atılıyor. Çok kısa şükürlerim ömrümün geri kalanı için uzun bir temenniye yayılıyor.

Uzatamam hiç bir şeyi öyle uzun uzun zamana yayamam kendime ayırdığım vakit her an sahiplenilebilir.

Beden yorgunluğunun ve günlük hayat koşturmasinin ruhunuzun yorgunluğu arasında buğday tanesi kadar küçük kaldığı anlar yaşadığınız bir durum özel gereksinimli bir çocuk büyütmek .

Bu işin en anlatılamaz kısmı nedir diye sorsalar, ‘Birbirine hiç benzemeyen ama aynı zamanda birbirine çok benzeyen hikâyelerin içinde kaybolan çocuklar.’ derdim.”

Hepsi kendi yolunda, kendi temposunda ilerleyen küçük mucizeler… Bazen bir kelimeyi aylarca beklediğimiz, bazen minicik bir göz teması için dualar ettiğimiz, ama her anlarından büyük dersler çıkardığımız çocuklar… Çok benzer ama çok da biricik, kendine özgü, teker teker hikâyeler… Ve biz, her gün yeni baştan başlıyoruz, her yeni kelimeyle, her yeni hareketle, her yeni umutla.

 

Hikâyeye neresinden bakarsanız bakın başa döneceksiniz yas ,umut, farkındalık, kabullenme, sindirme ve bitiş çizgisine kadar mücadele.

Biraz düşünme payı bırakıyorum size dün okuduğum şu cümle ile ;

Olanı olduğu gibi görmek farkındalıktır

Olanı olduğu gibi kabul etmek aydınlanma.

Peki sizce ; olanı olduğu gibi görebilmek mi daha zor, yoksa olduğu gibi kabul edebilmek mi.. ?

Elif Ay

Bu yazının sorumluluğu yazarına aittir.

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız

Bir önceki yazımı okudunuz mu? 
İnstagram

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elif AY

1991 İstanbul Üsküdar doğumluyum , İstanbul Üniversitesi Sosyal Hizmetler mezunuyum, evliyim biri özel gereksinimli iki oğlum var , uzun süredir özel gereksinimli çocukların ve ailelerinin yaşadıklarını yazıyorum. Makale ve köşe yazarlığı yapıyorum.