SULTAN I. GIYÂSEDDÎN KEYHÜSREV’İN GURBET YILLARI

SULTAN I. GIYÂSEDDÎN KEYHÜSREV’İN GURBET YILLARI

SULTAN I. GIYÂSEDDÎN KEYHÜSREV’İN GURBET YILLARI
Sevgili Tarih Severler;

Geçen hafta Sultan I. Gıyâseddîn Keyhüsrev’in Türkiye Selçuklu tahtına geçişini ve daha sonra tahttan ferâğatını anlatmıştık. Bugün onun İstanbul’da (eski ismiyle Konstantiniyye) geçen beş yıllık gurbet ve sürgün hayatını anlatacağız.

Sultan Gıyâseddîn, Anadolu’da umduğunu bulamamıştı. Onun Bizans İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’a gitmekten başka çaresi kalmamıştı.

1199 tarihinde Samsun’dan bir gemiye binip İstanbul’a vardı. Sultan, Bizans İmparatoru Alexios Angelos tarafından iyi karşılandı. Sultan’ın yanında oğulları İzzeddîn Keykavus ve Alâeddîn Keykubad da vardı.

Birgün Keyhüsrev, İmparator’un makamında iken Bizans ordusunda bulunan paralı askerlerin komutanlarından Frenk asıllı birisi içeri girdi. Alexios’tan saygısız bir şekilde bir şeyler istiyordu. İmparator, “Yanımda şu an da Sultan var, daha sonra görüşelim.” dese de komutan ona saygısızlık yapmakta devam etti.

Bunun üzerine Sultan Keyhüsrev, “onun kim olduğunu ve niçin böyle davrandığını” sordu. Sultan, Rumca’yı çok iyi biliyordu ve söylenenleri anlıyordu. İmparator Alexios, Frenk komutanın talebinden bahsetti.

Sultan Keyhüsrev, İmparator’a, “bu komutana çok yüz verdiğini, saygısızlığın haddi olmadığını” söyledi. Söylenenleri duyan Frenk komutan bu kez de Sultan’a hakaret etmeye başladı. Bunun üzerine Gıyâseddîn Keyhüsrev, eline mendilini sarıp komutanın ensesine bir tokat indirdi. Tokat o kadar şiddetliydi ki komutan baygın bir hâlde yere düştü.

Keyhüsrev, kendisine hakaret edilmesini içine sindirememişti. Gurbetteydi ve zaten acı çekiyordu. Bu durum onu çok üzdü. Kargaşa giderilip İmparator ile baş başa kalınca göz yaşlarına hâkim olamadı. İmparator ondan özür diledi fakat Keyhüsrev, onu şu sözlerle uyardı:

“Ey İmparator! Ben, Sultan Kılıç Arslan’ın oğluyum. Alp Arslan ve Melikşah’ın hanedanındanım. Atalarım, at üstünde en batıdan en doğuya kadar ülkeler fethetmişler ve hüküm sürmüşlerdir. Her bir kral veya sultan, onlara vergi verir, itaat ederlerdi. Senin atalarında bu vergi verenlerdendi. Sen de benim saltanatımda bana vergi ve haraç verirdin.

Şimdi ise kader bize kötü bir oyun oynadı. Sürgün bir halde ülkene sığındık. Sen, bu Frenk’in yaptığı terbiyesizliğe cezasını vermezsen beni aşağılamış olursun. Bu olay ve bana yapılan hakaret eğer, kardeşim Sultan Rükneddîn Süleymanşah ve diğer melik kardeşlerimin kulağına giderse her biri ordularını çekerek senin mülkünü tarumar ederler.”

Keyhüsrev, daha sonra Frenk komutana haber gönderip ona düello teklif etti. İmparator, onu bundan vazgeçirmek için uğraştı. Keza o, bu düelloda Sultan’ın başına bir iş gelirse, ağabeyi Türkiye Selçuklu Sultanı Süleymanşah’ın kendisinden intikam alacağını düşünüyordu.

Nihayetinde düello gerçekleşti. İstanbul’da meydanda halk toplandı. Keyhüsrev, at üstündeki düelloda tek bir kılıç darbesiyle Frenk komutanın yüzünü parçaladı ve onu öldürdü.

Gıyâseddîn Keyhüsrev ve ailesi, İstanbul’da çok sıkıntılar çekmişlerdir. İmparator’un ilgisi de bir süre sonra sona ermişti. O, burada hem ülkesine özlem hem de yokluk çekmiştir. Sultan, daha sonra Bizans’ın ünlü komutanlarından Manuel Mavrozomes’in kızıyla evlendi. Bu durumun onu maddi olarak rahatlattığı söylenebilir.

1203 yılında İstanbul, Haçlılar tarafından işgal edildi ve buradaki Bizans İmparatorluğu’na son verip İstanbul’da Latin Krallığı kurdular.

Sultan’ın kayınpederi Mavrozomes, Frenkler’le arası iyi olmayan Sultan’ın Haçlılar’ın saldırısına uğrayacağını düşünerek ona, kendi mülkü olan İstanbul yakınlarındaki bir adayı tahsis etti. Burada bir yıl kadar birlikte yaşadılar.

TAHT YOLU

1204 yılında ağabeyi Süleymanşah’ın ölümü sebebiyle tekrar Konya tahtına davet edilmiştir. Bu davetin geliş şekli çok ilginçtir. Anlatalım:

Bir gün Keyhüsrev’in adadaki evine bir keşiş geldi. Keşiş, bahçede bulunan Sultan’ın oğlu İzzeddîn Keykavus’u görünce onu sarıp yanaklarından öpmüştür. Bunun üzerine İzzeddîn, babasına şikâyet edince, Sultan, onun karşısına çıkıp tepkisini göstermiştir.

Sultan’ı karşısında gören keşiş, üzerindeki uzun elbiseyi çıkarmış ve kendini tanıtmıştır. Bu kişi Sultan’ın hâcibi Zekeriya Yarunkuş’tur. O, Sultan ile yalnız konuşmak istemiş, sonrasında Sultan’a, “ağabeyi Süleymanşah’ın vefat ettiğini ve bazı komutanların kendisini taht için Konya’ya davet ettiğini” bildirmiştir.

Gıyâseddîn Keyhüsrev, hemen hazırlığını yaparak maiyeti ve oğullarıyla İstanbul’dan ayrılmış ancak İznik’teki Bizans tekfuru Laskaris’in engeline takılmıştır. Laskaris, İznik’ten geçmesine izin vermesi karşılığında tahta çıktığında kendisine yeni şehirler vermesini istemiştir.

Sultan bunu kabul etmek zorunda kalmıştır. Laskaris, Sultan’ın oğulları İzzeddîn ve Alâeddîn’i yanında rehin olarak bırakmış ve sultan, ikinci defa oğullarından ayrı kalmıştır. Ancak oğullarının yanında bulunan Zekeriya Yarunkuş’un hilesi ile İzzeddîn ve Alâeddîn, İznik’ten kaçarak babasına yetişmişlerdir.

Gıyâseddîn Keyhüsrev, Konya’ya gelerek ikinci defa Selçuklu tahtına geçmiştir. (1204)

Muhabbetle…

Mustafa CANKURT

//fisildayankalemler.org/melik-ibrahim-yinal-ve-isyani/

https://fisildayankalemler.org/i-keyhusrevin-cilesi/

Kaynakça:

Aksarayî, Kerîmüddin Mahmûd, Müsâmeretü‟l-Ahbâr, Selçuklu TarihiÇev.  M.Nuri Gençosman,  Ankara, 1943.

Baykara, Tuncer, I. Gıyâseddîn Keyhüsrev, TTK Yayınları, Ankara, 1997.

İbn Bibi, Hüseyin b. Muhammed, el-Evâmiru’l-Alâiyye fî Umûri’l-AlâiyyeCilt I-II, çev. Mürsel Öztürk, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1996.

Kaya, Selim, I. Gıyâseddîn Keyhüsrev ve II. Süleymanşah Dönemi Selçuklu Tarihi, TTK Yayınları, Ankara, 2006.

Koca, Salim, Türkiye Selçukluları Tarihi, Berikan Yayınevi, Ankara, 2018.

………….….., Türkiye Selçuklu Devleti’nin Temel İç ve Dış Politikaları ve Sultan I.Gıyâseddîn Keyhüsrev, USAD, 2016.

Sevim, Ali,  Keyhüsrev I, TDV İslâm Ansiklopedisi.

Turan, Osman, Keyhüsrev I, İslâm Ansiklopedisi.

 

Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ 

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

https://islamansiklopedisi.org.tr/keyhusrev-i

http://www.cirakitap.com/search?p=Products&q_field_active=0&ctg_id=&q=mustafa+cankurt&search=&q_field=

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mustafa CANKURT

1978 yılında Aksaray'da doğdum. Anadolu Üniversitesi İşletme bölümü ve Atatürk Üniversitesi Sosyal Hizmet Lisans bölümlerinden mezun oldum. Tokat Zile Devlet Hastanesinde Sosyal Hizmet Uzmanı olarak görev yapmaktayım. Evliyim; Halil Furkan, Ömer Faruk ve Ayşe Naz isimlerinde üç çocuğum var. Okumaya düşkünüm, ortaokul yıllarından beri iyi bir okuyucuyum, özellikle tarih okuyucusuyum. 2020 yılı eylül ayında “Siyah Sancağın Gölgesinde-Celaleddîn Harzemşah” isimli “tarihi roman” formatında ilk kitabın çıktı.