Silifkenin Göksu’su

Silifkenin Göksu’su

GÖKSU

Sabahı güzel Silifke’nin içinden geçer turkuaz mavisi rengiyle Göksu Nehri. Akdeniz Bölgesi’nde Antalya Gündoğmuş, Konya Hadim arasından iki koldan doğar. Zeyve Çayı da katılır ve Göksu Nehri oluşur. Mut ilçesinin güneyinden geçerek Akdeniz’e dökülür. Kanyonlardan geçer, yer seviyesine iner. Ormanlık alanlardan düz ovalardan geçtiği yerlerden taşıdığı alüvyonlarla can verir geçtiği yerlere. Akdeniz bitki örtüsü makilik alanlarda neler yetişmez ki… Narenciyenin her türü, İncir, zeytin, badem şeftali, erik, kiraz, harnup, menengiç, palamut, üzüm, elma, ayva, nar, ayçiçeği, susam, yerfıstığı ve daha neler neler… Sebzelerden domates, salatalık, kabak, patlıcan, patates, pancar, turp, bamya, nane maydanoz, tere, roka, semizotu hardal ebegümeci, kekik adaçayı ve birçok faydalı aromatik bitkiler. İklim değiştikçe sebze meyve türü de değişiklik gösterir.

Geçtiği şehir ve ilçelerde, köylerde, ıssız yerlerde çağıltısıyla ses verir dağa, taşa, kuşlara börtü böceğe. Onları besler buz gibi suyuyla. Tatlısu balıkçılığı da yapılır. Son zamanlarda rafting gibi su sporları yapılmakta. Bazı yerler oldukça engebelidir. Gelin tülü gibi süzülür yukarıdan aşağıya. Görsel bir şölen sunar ziyaretçilerine, şelaleleri. Üzerinde bulunan onlarca köprü, köyleri, şehirleri bağlar birbirine. Silifke’den geçerken tarihi köprüsü ve köpük köpük çağıldayan sesiyle huzur verir sakinlerine. Köprübaşındaki asırlık çınarların altında bir bardak demli çay eşliğinde kuşların cıvıltıları, Göksu’nun çağıltısı paha biçilemez bir duygudur. Daha ileride düz ovada kıvrılarak menderesler çizer. Belki de Akdeniz’e kavuşmanın verdiği heyecandandır. Yağmurun bolca yağdığı, baraj kapaklarının açıldığında sığmaz yatağına yayılır. Ne varsa katar önüne, bulanık ile suyu alır götürür. Öfkesi diner sakinleşir suyu durulur, debisi düşer. Gönül alır gibi bereket katar yeniden.

Bir yerinde tarihi olaylara şahitlik eder. Haçlı seferine giderken alman komutan Friedrich Barbarossa Göksu Nehri’ne düşer boğularak ölür. Denize daha da yaklaşır bir yelpazeyi andıran Paradeniz’de Göksu deltası oluşur. Balıkçılık yapılır, cömert davranır sakinlerine. Göçmen kuşların üreme ve konaklama alanıdır aynı zamanda. Alüvyonlu toprakları kıyıda bırakarak Akdeniz’in serin sularına karışır. Bulanık suyu denizin tuzlu suyuyla karışır. Konya sınırlarından Akdeniz’e kadar süren bir yolculuk hikâyesi Göksu’ nun akışı bazan turkuaz, bazen bulanık  bazan coşkun bazan sakın, zamana, yaşamlara tanıklık  eder binlerce yıldır. Daha nice bin yıllara.

 

Elife Akgül 

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız

Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?

MERDİVEN

Yörük Kültürü’ne Işık Tutan Romanıma Buradan Ulaşabilirsiniz : MELİK KIZI

 

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elife AKGÜL

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunuyum. 58 yaşındayım ve ev hanımıyım. Yörük kültüründen etkilenerek kendi yaşamım ve ailemin yaşantıları üzerinden hatıralar ile roman ve öyküler yazdım. Aynı konseptte edebi ürünler üretmeye devam ediyorum. Şu ana kadar yazdığım fakat yayınlanmamış bir roman, bir öykü, bir tiyatro senaryosu ve bir şiir bulunmaktadır. Tarzımı Cengiz Aytmatov ve Yaşar Kemal’e yakın görüyorum.