Şairler Neden Hep Erkek?
- Yazar: Sibel Çelikel
- 16 Ağustos 2024
- 181 kez okundu
Şairler Neden Hep Erkek?
“En sevdiğin şair kimdir?” sorusu bir Edebiyat doktorunun ve bir yazarın cevap vermekte en zorlandığı soru olabilir, bana sorulduğunda ben Türk Edebiyatındaki dönemler veya yüzyıllar üzerinden uzun bir cevap vermeye başlıyorum. “Dinlemeye sabrınız var mı?” diye önceden sormayı ihmal etmiyorum tabi.
Ancak benim bile ilk aklıma gelen şairlerin hep erkek olduğunu fark ettim. Örneğin, Orhan Veli Kanık yepyeni bir akım başlattı, Garip akımının öncüsü oldu; Nazım Hikmet, Türk dilini kıvrak bir zekâyla kullandı; Attila İlhan ise aynı zamanda bir düşünürdü. Bu isimler elbette çok büyük şairlerdir. Ancak, geçen yıl 8 Mart Kadınlar Günü’nde sunucu ve yazar olarak katkıda bulunmam istendiğinde sahnede okumak için bir kadın şair düşündüm. Sonrasında, kadın hakları üzerine kendi yazdığım şiirimi okumaya karar verdim. Ancak hemen aklıma bir isim gelmemesi beni düşündürdü.
Türk Edebiyatında Kadın Şairler Üzerine Bir Değerlendirme Yapalım mı?
Türk edebiyatı, tarihin farklı dönemlerinde çeşitli dönüşümler geçirmiş ve bu süreçte birçok kadın şair önemli roller üstlenmiştir. Kadın şairler, edebiyatımızda yalnızca sanatsal değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümün de temsilcileri olmuştur. Türk edebiyatında kadın şairlerin tarihsel süreçteki yerleri ve edebi katkılarını inceleyelim:
-
Osmanlı Dönemi ve İlk Kadın Şairler:
Türk edebiyatındaki ilk kadın şairlere Osmanlı dönemi şiirinde rastlanmaktadır. Bu dönemde kadınların yazılı edebiyat eserlerine katkıları sınırlı olsa da, şiirler aracılığıyla duygularını ifade etmeleri ve sosyal meselelerde seslerini duyurmaları dikkat çekicidir. Mihri Hatun (1460-1512), bu dönemin en bilinen kadın şairlerinden biridir. Divan şiirinin etkili isimlerinden biri olarak kabul edilen Mihri Hatun, dönemin toplumsal sınırlarını zorlamış ve kadınların edebiyatta var olabileceğini göstermiştir.
2. Tanzimat Dönemi ve Kadın Şairlerin Artan Etkisi:
Tanzimat dönemi, kadınların edebi alanda daha görünür hale gelmeye başladığı bir dönemdir. Bu dönemde kadın şairler, edebi üretimlerinin yanı sıra toplumsal meselelerle de yakından ilgilenmişlerdir. Nigar Hanım (1856-1918), Tanzimat dönemi kadın şairleri arasında öne çıkan isimlerden biridir. O, sadece şair olarak değil, aynı zamanda bir yazar ve gazeteci olarak da dikkat çekmiştir. Şiirlerinde hem bireysel hem de toplumsal temaları işlemiş, kadın hakları ve özgürlüğü gibi konularda cesur söylemler geliştirmiştir.
-
Cumhuriyet Dönemi ve Modern Türk Şiirinde Kadın Şairler:
Cumhuriyet dönemi, kadın şairlerin edebiyat sahnesinde daha güçlü bir şekilde yer aldıkları bir dönem olmuştur. Bu dönemde kadın şairler, hem dil hem de içerik açısından yenilikçi bir tutum sergilemişlerdir. Halide Nusret Zorlutuna (1901-1984), modern Türk şiirinde iz bırakan kadın şairlerden biridir. Şiirlerinde bireysel duyguların yanı sıra, milli mücadele ve vatan sevgisi gibi temaları da işlemiştir.
Bir diğer önemli isim olan Gülten Akın (1933-2015), şiirlerinde sosyal adalet, kadın hakları ve insan hakları gibi temalara yer vererek, edebiyatı bir toplumsal eleştiri aracı olarak kullanmıştır. Gülten Akın, özellikle halk şiirinden etkilenerek oluşturduğu sade diliyle, geniş kitlelere ulaşmayı başarmıştır.
-
Günümüz Türk Edebiyatında Kadın Şairler:
Günümüzde Türk edebiyatında kadın şairler, geçmiş dönemlerde olduğu gibi, edebi üretimlerine devam etmektedirler.
Kadın şairler, bireysel kimliklerini ve toplumsal meseleleri şiirlerine yansıtarak, edebiyatı daha zengin ve çok boyutlu bir hale getirmektedirler. Lale Müldür, Birhan Keskin, Bejan Matur, Nilgün Marmara gibi şairler, modern Türk şiirinde önemli yer tutmakta ve farklı tematik ve estetik yaklaşımlarıyla dikkat çekmektedirler.
Sonuç:
Türk edebiyatında kadın şairler, tarih boyunca edebiyatın gelişiminde önemli roller oynamışlardır. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte, edebi üretimlerini toplumsal meselelerle harmanlayarak, edebiyatın yalnızca bir sanat dalı değil, aynı zamanda bir değişim aracı olabileceğini göstermişlerdir. Günümüzde de bu mirası devam ettiren kadın şairler, Türk edebiyatına yenilikçi ve derinlikli katkılarda bulunmaya devam etmektedirler.
Bu yazıda Türk edebiyatındaki kadın şairlerin tarihsel gelişimi, edebi katkıları ve toplumsal rolleri incelenmiş ve bu bağlamda edebiyatımızın zenginleşmesine olan katkılarını vurgulanmıştır.
Bununla beraber ben de yazarlığımın yanında kendimi şair olarak ifade etmeye hazırlanıyor olduğumu ve ilk şiir kitabımı düzenlediğimizi daha önce bu sayfada duyurmuştum.
Yakın zamanda editörlüğünü üstlendiğim “Papatyalar Dokundu Ruhuma” adlı şiir kitabını da anlatmadan geçemem değerli okurlar, Maraşlı şairimiz Esme Tanır’ın okulunu bırakmak zorunda kalmışken köy hayatında kaleme almış olduğu şiirlerinden ve bir kadının Edebiyat yoluyla kendi hayatını değiştirmesinden ve kendini yeniden yaratma yolculuğundan ilham almamak mümkün değil, tüm şiirseverlere tavsiye ederim.
Kadın şairlerimizi daha çok tanıtmaya ve daha çok okunmasına katkı sunmaya devam edeceğiz çünkü bizler toplumsal duyarlılığın ve değişimin başlangıcı olabiliriz.
Şiirle ve sevgiyle kalınız…
Sibel Çelikel
Redaktör/Editör: Murat Çatal
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız
Bu yazının bütünü yazarına aittir.
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
Erkek kadın, vatan, toplum için yazarken kadın bunların eylemini vermiştir. O kadar yük altında erkek kadar yazamadığı doğrudur. Yeni nesille kadının bunu yine mükemmel yapacağından eminim...