Okyanustaki Derinlik

Okyanustaki Derinlik

 

  Okyanustaki Derinlik

Yine gelip oturmuştum bu koltuğa.

– Evet, Rıfkı Bey nasıl geçti haftanız?

– Vallahi Hocam, başımda sanki bir kaya parçası oturuyor, hiç geçmedi baş ağrım. Bir de değişik rüyalar gördüm. Geçen gün burada içim geçmişti ya, rüyamda gördüğüm o oğlan çocuğu. Hani 5 yaşlarında olan, yine gördüm onu rüyamda. Kimin çocuğu bildiğim yok, benimle olan ilgisini de anlamadım ya.

– Tahmin ettiğim gibi büyük bir direnç gösteriyorsunuz, yoğun baş ağrıları hissetmeniz normal.

Başladı yine değişik değişik konuşmaya. Neye direniyormuşum ben, her dediğine tamam diyoruz yine de yaranamıyoruz, baş ağrımın sebebini bulamadı ya kendince bir şeye bağlayacak tabi. Direniyormuşum, benim gibi mülayim adamı bulmuş da konuşuyor.

– Dediklerinizi pek anlayamadım Hocam, kim neye direniyormuş?

– Bakın Rıfkı Bey, yaralı bir çocukluğunuz var hemen hemen herkes gibi. Annesinden şiddet görmüş, babasıyla ilgili hala bir veriye ulaşamadığımız, ürkek, korkak, yapayalnız bir çocuk ve ne yazık ki siz o çocuğu o kadar derinlere gömmüşsünüz ki tanımadınız bile. Bilinçaltı düzeyde çok güçlü bir şekilde kendi derinliklerinize gömdüğünüz o çocuğu oradan çıkartıp iyileştirmeye direniyorsunuz. Artık kaçış yok Rıfkı Bey, o çocuğun oradan çıkması ve onu kabul etmeniz gerekiyor.

Ne dedi şimdi bu, benimle aynı mahallede mi oturuyormuş da annemin beni dövdüğünü görmüş, hem nasıl ulaşamıyormuşuz babama, eve sadece akşamları gelse de aslan gibi babam vardı benim. Hiç başımı okşamamış olabilir ama bu olmadığı anlamına gelmez.

Ürkekmişim, korkakmışım laf, ha bir de yalnızmışım, mahallede çocuklar oyun oynarken beni aralarına almıyorlar diye ben yalnız mı oldum, oyuncak ayım Memoş en iyi arkadaşımdı benim, ne çok şey paylaştık biz biliyormusun sen, kim yalnızmış?

– Pek anlamadım ama muhtemelen doğrudur Hocam.

– Kısacası izin vermeniz gerekiyor kendinize, iyileşmek için.

İzin ver derken iste mi diyor acaba, istemesem ne işim var psikologda pardon uzman psikologda. Boşuna mı dinliyorum bu kadar şeyi, hoş çoğunu da anlamıyorum ya. Hem bütün bunların benim uykusuzluğumla ne alakası olduğunu hala söylemedi, niye uyuyamıyormuşum ben. Her şeyi rüyamda gördüğüm o çocuğa bağlayıp duruyor, sanki benim çocuğum.

O da ne, kafamın üzerinde sallanan beyaz ayakkabılı iki ayak. Karşımdaki camlı kitaplığın aynasından görüyorum. O çocuk başımın üzerine oturmuş, ayaklarını sallayarak pamuk şeker yiyor. Çocuğum, o şekeri oturduğun duvarın dibine bırakmamış mıydın sen, bak ben bile hatırlıyorum. Hem annen baban nerde senin?

– Hocam malum çocuk şu an tepemde oturuyor, siz de görüyorsunuz değil mi?

RAPOR:

Hastam Rıfkı Şenyurt uykusuzluk şikayeti ile kliniğimize başvurmuştur. Gerekli teknik ve incelemeler sonucu çocukluk travmaları üzerine devam etmekte olduğumuz tedaviye sert bir şekilde direnç göstermektedir. Hiçbir iyileşme kaydetmediği gibi halüsinasyon görmeye başlamıştır. Hastamın ivedi olarak uzman bir psikiyatriye sevki gerekmektedir. Uzman Psikolog Bengü Atasever.

Leyla BACAKSIZ

Editör: Sonay BİLGİ ARABACI

Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ 

Bir Önceki Yazıma Göz Atmak İster misiniz?

BİLİNÇALTIMDAKİ OKYANUS 

Etiketler:

#fisildayankalemler

Yorumlar (3)

    • 21/04/2024

    Yaaaa devamı gelmeli... Kesin psikiyatri de daha eğlenceli olur halüsinasyonlar 😁

  1. Leyla BACAKSIZ
    • 14/04/2024

    Canım Meleğim çok teşekkür ederim

  2. Melek Durmaz
    • 13/04/2024

    Yine harika yazmışsın canım. Yüreğine sağlık ❤️

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leyla BACAKSIZ

03.08.1989 yılında Mersin’de dünyaya geldim. Yaklaşık 18 yıldır Antalya’nın Manavgat ilçesinde yaşamaktayım. Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. Bir kurumun muhasebe bölümünde çalışmaktayım. Okumak ve yazmak hayatımın en önemli iki parçası. Belli başlı bazı spiritüel alanlarla da ilgilenmekteyim. Okuma ve yazmanın verdiği bilgi ile ve spiritüel alanın verdiği ışık ile toplumun yolunu aydınlatmayı hedeflemekteyim.