OKUL TRAŞI YA DA YİBO PORTRESİ

OKUL TRAŞI YA DA YİBO PORTRESİ

      Hayatımız, bazılarımızın hayatının alıntısıdır. Kimi mekân ve bu mekânların içindekiler sadece tekrardan ibaret olarak doğar ve olağan döngüsünü tamamlar. Bu döngünün içinde de zaman içinde yerleşmiş ve yerleştirilmiş sistematik unsurlar bulunup yekpare görevi, varlığını idame etmek ve varlığının rengine itaatkâr canlı ve cansız varlıklar doğurtmak, yetiştirmek ve varlığının uğruna canını hiçe sayacak askerler yetiştirmektir.

    Okul Traşı, Ferit Karahan’ın elinden çıkmış olup Yatılı Bölge Okullarında okul hayatına başlayan veya orada devam edebilen çocukların yaşadıklarını anlatır. Sistemin varlığını, okul yönetiminin tasarrufu ve pek çok unsuru içine alan geniş bir perspektifi ele almaktadır.

Bu yönüyle de bu okullardan geçmiş bireylerin yıllar geçse bile hala o zamanlara ait etkilerini iliklerine kadar hissettikleri görülüyor ki Ferit Karahan da kısaca YİBO olarak adlandırılan okullardan geçmiş olup bir röportajında;

Bende, altı yıl yatılı okulda okumanın deneyimi vardı. Aradan neredeyse yirmi yıl geçmesine rağmen sadece bir kısım alışkanlıklarımı değil, köklerimi de orada buluyorum; fakat belleğim, bulutsu ve yerçekiminin olmadığı kaygan bir zemini hatırlıyor. Bende derin bir iz bırakan okul travmalarımın üstüne gitmek istiyordum.

Bununla yüzleşirken gerçeğe olabildiğince yakın olma ihtiyacı hissediyordum ama kendi çocukluğumun belgeselini de yapmak istemiyordum. Zaten çok hâkim olduğum bir atmosferin ayrıntılarını, hem meseleyi gerçeğe yakınlaştırmada hem de form olarak belgesel gerçekliğinden uzaklaştırmada kullanabileceğimizi fark ettik. (https://altyazi.net/soylesiler/ferit-karahan-ile-okul-tirasi-uzerine-soylesi/) diye bahseder.

  Yibo’lar sosyal ve ekonomik olarak birçok imkândan yoksan olan çocukların zaruretten okul hayatlarına devam ettikleri okullardır. Özellikle de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çoğunlukta olup son yıllarda sayıları ve içindeki öğrenci sayıları da giderek azalmaktadır çeşitli faktörlerden dolayı. Buralarda ilk kez okulla tanışmış birinin yıllar boyu boyundaki yaftası da sanki geçirilen süre içinde yazılıyor gibidir. Hele ki okuma-yazma ve Türkçe konuşmayı bilmeyen çocukların kendilerini ve ihtiyaçlarını giderme adına çektikleri çilelerin haddi hesabının olmadığını belirtmekte fayda vardır. 

Burada merhametli veya Kürtçe bilen bir öğretmene denk gelmeniz veyahut Türkçe bilen bir arkadaşınızın yanı başınızda olması sizin için ekmekten çok daha kıymetli ve zaruri oluyor.  Derdinizi bir şekilde anlatamadığınız anlarda ya dayak yerdiniz ya da her neyden şikâyetçiyseniz veya mağdursanız onunla kalıyorsunuz. Birçok öğrencinin sırf bu yüzden okulu bırakmaları da söz konusudur. Hele ki resmi ideolojiyi iliklerine kadar benimsemiş potansiyelli bir öğretmen ve çalışana denk düşmüşseniz; fiziki olmazsa da psikolojik olarak baskı ve şiddetten nasibinizi alırdınız.

    Yibo hayatı yaşayan birinin belki defalarca yaşadığı asgari ihtiyaçlarından mahrum kalma veya eksik olacak şekilde karşılaşması yüksek bir ihtimaldir. Bu ihtiyaçların başında; doyma, gıda yetersizliği ve hijyenden yoksunluğu, beden ve üst baş temizliği, üst baş yetersizliği ve manevi olarak da; sevgisizlik, korku, psikolojik baskı, fiziki şiddet… Bir çocuğun gelişimi açısından sosyal aktivitelerin eksikliği ve kimi zamanda var olanların yetersizliği de yukarıda da belirttiğim faktörlere ek olarak söylenebilecek unsurlardır.

    Askeri kışlalara ve cezaevlerine( umarım kimse düşmez ve hatta cezaevleri kapanır; suç oranları minimize olur) hazırlık mıdır bilemiyorum lakin yibolardan çıkıp yolu buralardan da geçen kişilerin genele göre daha rahat ettikleri de aşikârdır. Bunun nedeni ise yiboların ve kykların askeri bir hissiyata göre dizayn ve disipline göre inşa ediliyor olmasıdır. Belli saatlerde; yemek, uyuma, kalkma, banyo vs gibi fiilleri sayabiliriz.

   Her ülkenin kendine has bir kültürü mevcuttur. Sanırım bizim gibi toplumların bariz politikalarından bir tanesi olan bireyleri ‘’BİR’’ olma ekseninde toplamalarının toplum için ihtiyaçken, kendileri içinse en kolay yoludur. Bir’leşmenin fayda ve zararlarının analizleri yapmak başka dalların konusudur diye düşünüyorum.

NOTLAR:

 6.2.2023 tarihinde yaşamış olduğumuz depremler nedeniyle

  • Hayatını kaybedenlerimize Allah’tan rahmet, geriye kalanlarımıza sabırlar,
  • Meydana gelen hasarların ne yazık ki hala devam ediyor, bir an önce giderilmesini,
  • İnsani ihtiyaçların en hızlı şekilde giderilmesini,
  • Sorumluların adil ve şeffaf bir şekilde hesap vermelerini,

                                                                                                               Diliyorum.

 

Önceki çalışmalarımı da inceleyebilirsiniz:

BİR BOŞLUK

 

Editör: Mesude Bozkurt

Yorumlar (2)

  1. Emrah TURAN
    • 19/02/2024

    Merhaba Hocam. Öncelikle yapmış olduğunuz bu güzellikler için sonsuz teşekkürler. Gerçekten de yibolarda okuyan çocuklarımızın büyük bir ilgiye ihtiyaçları vardır. Sizin de belirtmiş olduğunuz çoğu kişi yibo ve hayatlarını bilmez, umarım daha sağlıklı bir şekilde çocuklarımız/kardeşlerimiz eğitim alır ve hayatlarına devam ederler. İlginiz için çok teşekkür ederim.

  2. Hocam YİBO ları ve o minicik yüreklerin neden orada kaldığını bilmez çoğu insan... ODTÜ İLKYAR Vakfı nda YİBO Lara gider ögrenci öğretmen hafta sonunu çocuklarla geçirirdik çocuklara Umut olmak için... Size gelemediysek ve gelen birileri olmadıysa bu hepimizin ayıbıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Emrah TURAN

Ben Emrah Turan 1990 yılında Ağrı'da doğdum ve ilk okul ve orta okulu Ağrı Ozanlar Yiboda bitirdim. Liseyi Bursa Malcılar Anadolu lisesinde okudum. Sakarya Üniversitesi Sağlık yönetimi mezunuyum. Edebiyata 2008 yılında ilgi duymaya başladım. Bu yıldan itibaren genellikle şiir olmak üzere; günlük, hikaye, mektup, deneme yazma başladım. 2020 yılından itibaren çeşitli dergilerde şiir, deneme, hikaye, mektup ve hikayelerim yayımlandı.