Okul Öncesi Eğitim
- Yazar: Nermin Kaşçı
- 20 Haziran 2025
- 21 kez okundu

Okul Öncesi Eğitim
Okul Öncesi Dönemde Özgüven Gelişimi
Çocuklar doğdukları andan itibaren çevreyle etkileşim hâlindedirler. Bu etkileşimler, zamanla çocukların benlik algılarını oluşturur. Özellikle okul öncesi dönem, çocuğun özgüven gelişimi açısından oldukça kritik bir süreçtir.
Bu dönemde çocuğun kendini tanıması, neyi yapıp neyi yapamayacağını fark etmesi ve çevresinden gelen tepkilere göre kendine bir değer biçmesi beklenir.
Çocukların özgüven geliştirmesi, yalnızca bireysel gelişim açısından değil; sosyal ilişkiler, okul başarısı ve yaşam doyumu açısından da büyük önem taşır.
Özgüven, bir çocuğun kendine duyduğu saygı ve güvenin yansımasıdır. “Ben bunu yapabilirim”, “hata yaparsam da tekrar denerim” gibi düşünceler özgüvenli bir çocuğun iç dünyasını yansıtır.
Bu duygu, dışarıdan gelen desteklerle şekillenir. Çocuk bir işi başardığında takdir görmek, hata yaptığında cezalandırılmadan öğrenme fırsatı yakalamak, çocuğun kendine olan güvenini pekiştirir.
Bu noktada hem ailelere hem de öğretmenlere büyük görev düşmektedir. Aile ortamında çocuğa sorumluluk verilmeli, başarabileceği alanlarda teşvik edilmelidir.
Örneğin kendi kıyafetlerini seçmesine izin vermek ya da odasını toplama konusunda destek olmak, çocuğun kendi kararlarını alma becerisini artırır. Aileler, çocukların çabalarını takdir etmeli ama aşırı övgüyle değil; doğal, gerçekçi ve yüreklendirici geri bildirimlerle desteklemelidir. Çünkü fazla övülen çocuklar zamanla yalnızca takdir görmek için davranış sergilemeye başlayabilir.
Özgüven gelişiminin desteklendiği bir diğer önemli ortam da okul öncesi eğitim kurumlarıdır. Bu kurumlar, çocukların aile dışında deneyim yaşadığı ilk sosyal ortamdır. Bu sebeple öğretmenlerin yaklaşımı çok önemlidir.
Çocukların düşüncelerine saygı gösterilmesi, kendilerini ifade etmelerine fırsat tanınması ve grup içerisinde sorumluluk verilmesi özgüven gelişimini destekler.
Ayrıca oyun, çocukların kendilerini ifade ettikleri en doğal öğrenme yoludur. Serbest oyun sırasında çocuk, seçim yapma, problem çözme ve iş birliği kurma gibi birçok beceriyi doğal olarak kazanır.
Bu beceriler özgüvenin temel taşlarını oluşturur. Dolayısıyla eğitimcilerin oyun temelli etkinliklere yer vermesi son derece önemlidir.
Bazen çocuklar özgüven eksikliği yaşayabilir. Sürekli onay bekleme, hata yapmaktan korkma, arkadaş ilişkilerinden kaçınma gibi davranışlar bu eksikliğin işaretleri olabilir.
Böyle durumlarda çocuk etiketlenmeden ve kıyaslanmadan desteklenmelidir. Her çocuğun gelişim süreci farklıdır ve bu süreçte çocuğun içsel gücünü fark etmesi zaman alabilir.
Sonuç olarak; özgüven gelişimi, çocuğun yaşam boyu karşılaşacağı pek çok durumla baş edebilmesini kolaylaştıran bir güçtür. Okul öncesi dönem bu gücün temelinin atıldığı, desteklenmesi gereken en değerli dönemlerden biridir.
Bu süreçte çocuklara sabırla yaklaşmak, onları dinlemek, anlamaya çalışmak ve değerli hissettirmek, özgüvenli bireylerin yetişmesinde en etkili yoldur. Çünkü kendine inanan bir çocuk, dünyayı değiştirecek ilk adımı atmaktan korkmaz.
Bu yazının tamamı yazarına aittir.
Yazar: Nermin KAŞCI
Editör: Nigar KAYA
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal YILDIZ
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
https://fisildayankalemler.org/sessizce-eksilmek-degersizlik-hissi-uzerine/