MEVSİMLER ÇILDIRDI
- Yazar: Elife AKGÜL
- 20 Nisan 2025
- 92 kez okundu

MEVSİMLER ÇILDIRDI
Yirminci yüzyılda daha önce hiç duymadığımız, küresel ısınma, buzulların erimesi, suların azalması gibi söylemler çıkmaya başladı. Koskoca göller, coşkun akan ırmaklar, dereler hiç kurur muydu? Yağmurlar azalır rüzgarlar daha yıkıcı olur muydu? Daha da ilginç olanı kışlar yaz gibi yazlar kış gibi olur muydu? Bütün bunlar konuşulmaya başladığında aslında iş işten çoktan geçmişti.
Bu olanların tek bir suçlusu yoktu. Doğa kendi kendine düzenini bozmadı. İnsanoğlu lüksünden konforundan vazgeçemedi. Arabaların egzozu, sadece ama sadece insandan kaynaklanan orman yangınları, fabrika bacalarından çıkan zehirli dumanlar, deodorantlar, suların bilinçsiz kullanımı bunlardan sadece, sadece birkaçı. Ozon tabakası delindi söylemleri ciddiye alınmadı. Daha doğrusu bilim insanları işin ciddiyetini anlatmaya çalıştıkça felaket tellalı ilan edildiler. Deprem konusunda, atmosferin zehirlenmesi hakkında olduğu gibi…
Mevsimlerin yer değiştirmesi, mevsim geçişlerinin olmayışı, yaz başında, güz ortasında dolu, kar yağması bütün bunlar ne anlama geliyor? Bu mevsim sapmaları doğayı bitkileri nasıl etkiliyor? Sorunun cevabını aslında herkes biliyor. Kışın ılık ve yağışlı geçen Akdeniz’de yağışlar sel getiren dolu yağdıran, don olayıyla tarım ürünlerine zarar veren bir olaya dönüştü. İnsanoğlu hiçbir şeyi öngöremez önlem alamaz oldu. Yaylada görülen Kırk İkindi Yağmurları Nisan ayında sahillerde görülmeye başladı. Kar ve yağmur yağışları için duaya çıkar olduk. Yeraltı suları karların erimesiyle beslenirler. Denizlerde müsilaj görülmeye başladı. Deniz suyu tuzludur, turşu kursan kurulur. Denizde nasıl koktuysa artık!!! Mevsim değişikliğinin bir negatif sonucu da yıkıcı fırtınaların, hortumların ortaya çıkması. Okyanus kıyılarında sıklıkla görülen doğa olayları iç denizlerde de görülmeye başlandı. Tropikal iklimden, subtropikal iklime geçildi. Anormal olan bu durumlar insanoğlunun bilinçsizce doğayı katletmesiyle oluştu. Uzun yıllara yayılan bu durum yine uzun yıllar sürecek çabayla düzelecek. Uzayda koloni kurma fikri çok ütopik ve pahalı. Üstünde yaşadığımız dünyayı mamur hale getirmeye çalışmak kurtarmak daha kolay ve mümkün. Artık teknolojiyi yatırımı bu yönde kullanmak daha akıllıca. Savaşların sular üzerinden yapılacağını bilmeyen yoktur. Elimizdeki imkanları en güzel şekilde kullanmak, yeni çözüm yolları bulmak, bireyler ve insanlık olarak hepimizin görevi. İsraf yok, doğru tüketim var, üretim var. Haydi hep birlikte daha yaşanır bir dünya için harekete geçelim.
Elife Akgül
Genel Yayın Yönetmeni : Elif Ünal Yıldız
Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?
Yörük Kültürü’ne Işık Tutan Romanıma Buradan Ulaşabilirsiniz : MELİK KIZI
Hepimiz için hayati önemi olan bir konuya değinmissiniz.Tebrikler .Umarım hep birlikte duyarsız insanları ikna edebiliriz.Çocuklarımizin geleceği için bunu yapmaya mecburuz