MERDİVEN

MERDİVEN

MERDİVEN

İnsanlar yaşamlarında birtakım alet edevat kullanırlar. Merdiven bunlardan biridir. Önem derecesi nedir, nasıldır, kişiye ve ihtiyaca göre değişir.

Sözlük anlamı; taştan, betondan, demirden, metalden yapılmış katlar arasında inip çıkmaya yarayan alet. Yukarıya çıkmak, tırmanmak, yükselmek anlamlarına da gelir. Meyve toplarken kullanılır. Bir üst kata çıkarken, katlar arasında.  Basamakları tırmanırken hangi amaçla tırmandığını bilir insanlar.

Yukarıdaki dolaptan tabak mı, en yüksekteki meyve mi, ya da mesleki anlamda yükselmek mi? Ahmet Haşim, “Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden” derken doğum ve ölümden bahsetmiştir. Bebeklikten  ölüme kadar, her anı doyasıya yaşamak gerektiğini anlatır.

Mesleki anlamda ise en alt basamaktan çalışmayla azimle yükselmektir. Rüyada merdivenden indiğini görmek mesleki ya da sosyal hayatta itibar kaybına yorulur. Çıkmak ise tam tersine yükselmeye.

Merdivenler basamaklar yaşamın her anında her yerinde biz insanlarla iç içe geçmiş alet ve kavramlardır. Bir meyve bahçesinde işçilerin vazgeçilmezidir. Apartmanlarda her ne kadar asansör olsa da merdivenler mutlaka olur. Özellikle yangın merdivenleri…

Bir iş yerinde, okullarda, hastanelerde, AVM’lerde, otellerde kalabalık ortamlarda, kısacası çok katlı yapılarda olması gerektiği gibi… İtfaiye merdiveni düşünün, bir yangına müdahale ederken de ağaçta mahsur kamış bir canlıyı da kurtarırken görürüz. Merdiven altından geçmek uğursuzluk getirmez. İnsanlığa bu kadar hizmet eden işe yarayan bir aleti batıl inanca kurban edemeyiz.

Türkülere bile konu olmuştur. Yalın, birkaç kapı bir de Çocuk şarkısında, yukarıya çıkalım, aşağıya inelim, birazcık dinlenelim yeniden deneyelim.

Görüldüğü üzere merdivenler yaşamın her alanında varlar. İster gerçek ister mecazen söylensin, önemlidir. Sıklıkla gördüğümüz, önemini yokluğunda fark ettiğimiz merdivenler, basamaklar, yaşamda olması gerektiği yerde hep olsunlar.

Bize hizmet etsinler.

Elife Akgül 

Genel Yayın Yönetmeni :Elif Ünal Yıldız

Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?

EV

Etiketler:

#yaşam

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elife AKGÜL

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunuyum. 58 yaşındayım ve ev hanımıyım. Yörük kültüründen etkilenerek kendi yaşamım ve ailemin yaşantıları üzerinden hatıralar ile roman ve öyküler yazdım. Aynı konseptte edebi ürünler üretmeye devam ediyorum. Şu ana kadar yazdığım fakat yayınlanmamış bir roman, bir öykü, bir tiyatro senaryosu ve bir şiir bulunmaktadır. Tarzımı Cengiz Aytmatov ve Yaşar Kemal’e yakın görüyorum.