Melik İbrahim Yınal Ve İsyanı

Melik İbrahim Yınal Ve İsyanı

Melik İbrahim Yınal ve İsyanı

Sevgili Tarih severler;

Bu haftaki yazımızın konusu Selçuklu Tarihi ve İbrahim Yınal olacaktır. Konumuza geçmeden önce bugün (11 Mart) başlayan Ramazan-ı Şerifinizi kutlar, ülkemize ve başta Gazze olmak üzere tüm İslâm âlemine hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah’tan dilerim.

Melik İbrahim Yınal veya İnal, Selçuklu tarihinin en çok merak edilen şahsiyetlerinden birisidir. İbrahim Yınal’ın kim olduğu konusunda sorulara muhatap olmaktayız.

Geçen sene çıkan “Selçuklu Hanedanının Asi Melikleri” isimli bir kitabımda İbrahim Yınal hakkında ayrıntılı bilgi vermiştim. Bugün ise özet de olsa Melik İbrahim Yınal hakkında bilgi verip okuyucumuzu aydınlatmak istiyorum.

 Melik İbrahim Yınal, Selçuk Bey’in oğullarından Yusuf Yınal’ın oğludur. Melik İbrahim, Büyük Selçuklu Devleti’nin kurucuları Çağrı ve Tuğrul kardeşlerin de aynı anneden doğma kardeşidir. (Çağrı, Tuğrul ve İbrahim’in anneleri hatun, önce Tuğrul ve Çağrı’nın babaları Mikail Bey ile evli iken onun ölümü üzerine onun kardeşi Yusuf Yınal ile evlenmiş ve bu evlilikten İbrahim Yınal doğmuştur.)

Selçuklu Devleti’nin Horasan’daki faaliyetlerinde ve kuruluş aşamasında İbrahim Yınal’ın ağabeyleri Çağrı Bey ve Tuğrul Bey’in yanında olduğu tahmin ediliyor. Ancak kaynaklar ilk defa ondan 1038 yılında bahsederler. Buna göre 1038’de Nişabur’u ele geçirmek için gönderilen ordunun başında İbrahim Yınal vardır.

Selçuklular, Gazneliler karşısında 1035 ve 1038 yıllarında iki kez zafer kazanarak Horasan’ın önemli şehirlerini kendi aralarında paylaşmışlardı. Nişabur, Tuğrul Bey’in payına düşmüştü. O da kardeşi İbrahim Yınal’ı iki yüz askerle Nişabur’a gönderdi. Nişabur, Gazneliler’in hükmü altında idi.

Gazneliler’in saray tarihçisi Muhammed Beyhâkî, dönemi anlattığı eserinde İbrahim Yınal’ın Nişabur’a geldiğini şöyle anlatır: “Karşılayıcı kavim kendisine erişince İbrahim atını durdurdu.

Çok güzel, yakışıklı bir gençti. İyi sözler söyledi ve herkesin gönlünü hoş eyledi ve yürüdü.” Neticede halk şehri teslim edip Selçuklular’a itaat etti. 

DİĞER FAALİYETLERİ

İbrahim Yınal, 1040 yılındaki Selçuklular’ın bağımsızlık savaşı Dandanakan zaferinden sonra toplanan, meşhur Merv kurultayına da katılmıştır. Bu kurultayda Tuğrul Bey’in hükümdarlığı resmiyet kazanmış, İbrahim Yınal da onun emrinde batı seferleri için görevlendirilmiştir.

İbrahim Yınal, 1041 yılında Rey (bugünkü Tahran) şehrini Sultan Tuğrul adına ele geçirdi. Rey, Selçuklular’ın yeni başkenti oldu.

 O, 1041-1047 yılları arasında birçok İran şehrini ele geçirdi. Kendisine İran Fatihi desek yeridir.

1048 yılında Bizanslılar ile yapılan Pasinler savaşında da ordunun iki komutanından birisiydi. Pasinler zaferi onun ününü daha da arttırmıştır.

Melik İbrahim Yınal, bir süre sonra Tuğrul Bey ile ters düştü. O, fethettiği yerlerin kendisine verilmesini talep ediyordu. Tuğrul Bey ise merkeziyetçi idareye önem veriyor, Selçuklu meliklerinin kendilerine hâkimiyet bölgesi oluşturmasına engel olmaya çalışıyordu.

Melik İbrahim Yınal, fethettiği şehirlerden Hemedan’ı, Sultan’dan istedi. Sultan Tuğrul vermeyince de 1049 yılında asker toplamaya başladı ve isyan bayrağını açtı.

Bunun üzerine Tuğrul Bey, yaklaşık 100 bin kişilik bir ordu toplayarak Rey’den Hemedan’a hareket etti. Hemedan yakınlarında yapılan savaşta İbrahim Yınal yenilgiye uğradı ve Sermac Kalesine sığındı. (1049)

Sultan Tuğrul ordusuyla İbrahim Yınal’ın elindeki bütün şehir ve kaleleri ele geçirip onun sığındığı Sermac Kalesini kuşattı. Dört günlük bir kuşatmadan sonra İbrahim Yınal, kaleden inerek Sultan’a teslim oldu. Tuğrul Bey, ona iyi davrandı. Onu affetti.

SON İSYANI VE ÖLDÜRÜLMESİ

Tuğrul Bey, 1057 yılında İbrahim Yınal’ı Musul Valisi tayin etti. İbrahim Yınal, burada gün geçtikçe güçlendi. Aklında yine isyan fikri vardı. Kendisine taraftar toplamaya başladı. Fatımî Halifesi ile yazışmaya başladı. Onlarla ittifak yaptı. Sonrasında Tuğrul Bey’e isyan eden Bağdat’taki Türkmen komutanı Arslan es-Besâsirî ile ittifak yaparak destekçilerini arttırdı.

Tuğrul Bey, onun faaliyetlerinden haberdar olunca ünlü emirlerini ona elçi olarak gönderdi ve onu bu hareketinden vazgeçirmeye çalıştı. İbrahim Yınal, elçilere itaat halinde olduğunu söylüyordu. İsyan ve ittifakları ayan olunca, İbrahim Yınal askerleriyle Hemedan’a kaçtı. (1058)

Sultan Tuğrul, onun isyan haberini Nusaybin’de öğrendi. Hemedan’da Selçuklu ordusunun silah deposu ve hazinesi vardı. Tuğrul Bey, yanında az sayıdaki kuvveti ile İbrahim Yınal’ın peşinden Hemedan’a gitti. Amacı bu şehre ondan önce girmekti.

Tuğrul Bey, hızlı hareket ederek 11 Aralık 1058’de Hemedan’a girdi ve iç kaleye çekildi. Zaten Hemedan civarında olan İbrahim Yınal ise ordusuyla Hemedan’ı kuşattı.  Tuğrul Bey, zor durumdaydı. Yanındaki asker sayısı azdı. Hemen Bağdat’taki vezirine ve eşi Altuncan Hatun’a mektup yazıp yardım göndermeleri istedi.

Altuncan Hatun’un bir orduyla Hemedan’a geldiğini öğrenen İbrahim Yınal, onun üzerine bir ordu sevk etti fakat kuşatmanın zayıflaması üzerine Sultan Tuğrul, kaleden çıkarak Yınal’ın ordusuna saldırdı ve muzaffer oldu. Hemedan kuşatması üç ay sürmüştü. Sultan, payitahtı Rey’e döndü.

Hemedan’da yenilgiye uğrayan İbrahim Yınal, kardeşi Ertaş Bin Yusuf’un oğulları Muhammed ve Ahmed’e mektup gönderip yardım istedi. Yeğenlerinin başında bulunduğu 30 bin kişilik kuvvet, Kazvin’de bulunan İbrahim Yınal’ın yanına vardı. İbrahim Yınal tekrar güçlenmişti.

Tuğrul Bey, bunu haber aldı. O da yeğenleri Horasan Meliki Alp Arslan, Kirman Meliki Kara Arslan Kavurd ve Azerbaycan Valisi Alp Sungur Yakutî’ye mektup yazarak yardım istedi. Horasan Meliki Çağrı Bey, ağır hastaydı. İşlerine oğlu Alp Arslan bakıyordu.

Sultan, Alp Arslan’a yazdığı mektupta, “Kardeşim bana muhalefet ve isyan eyledi. Benim ülkemi karıştırmaya ve devletimi yabancıya vermeye niyet eder, askerimin çoğu ona tâbi, bana ise karşı oldular. Şimdi, benim oğlum iyilik edip, gelip bana yardımcı olsun ve kardeşimden öcümü alıversin. Yaşama sevincime çok keder gelip, üzülmekteyim. Senin gelmeni bekliyorum. Amcana zarar olmasından korkuyorsan, mektup vardığı gibi bu tarafa acele ve süratle sefer edesin.” diyordu.

Sultan’ın yardım çağrısına yeğenleri kısa süre içerisinde icâbet etti. Horasan, Kirman ve Azerbaycan orduları Rey’e geldi. Yınal’ın ordusu ile Tuğrul Bey’in ordusu, Rey yakınlarında savaşa tutuştu. (23 Temmuz 1059) İbrahim Yınal’ın ordusu yenilgiye uğradı. İbrahim, bizzat Horasan Meliki Alp Arslan tarafından esir edildi.

Tuğrul Bey, artık onu affetme niyetinde değildi. İran fatihi, kendi yayının kirişiyle boğularak dünyaya veda etti fakat kanı akıtılmadı. Çünkü hanedan kanı kutsaldı. “Mülk, hanedanın ortak malıdır.” kuralı bir şehzadenin de ölümüne sebep olmuştu.

Muhabbetle…

Mustafa Cankurt

Kaynakça:

Ayan, Ergin, Sultan Tuğrul Bey, Kronik Yayınları, İstanbul, 2020.

Beyhakî, Ebu’l-Fazl Muhammed, Tarih-i Beyhakî, Çev. Necati Lügal, Haz. Hicabi Kırlangıç, TTK Yayınları.

Cankurt, Mustafa, Selçuklu Hanedanının Asi Melikleri, Çıra Akademi Yayınları, İstanbul, 2023.

Çelik, Sebahattin, İbrahim Yınal’ın Eski TürkTöresi Gereği Selçuklu Tahtında Hak İddia Etmesi, Rıfat Özdemir’e Armağan, Hiper Yayın, İstanbul, 2018.

Genç, Süleyman, Selçuklu Tarihinde İbrahim Yınal İsyanı ve Onun Fatımî Arkaplanı, DEÜİFD, 2010.

Merçil, Erdoğan, Afganistan ve Hindistan’da Bir Türk Devleti Gazneliler, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul, 2019.

Merçil, Erdoğan Büyük Selçuklu Devleti, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul, 2016.

Merçil, Erdoğan Gazneliler Devleti Tarihi, TTK Yayınları, Ankara, 1989.

Piyadeoğlu, Cihan, Büyük Selçuklular-Yeni Bir Devrin Başlangıcı, Kronik Yayınları, İstanbul, 2020.

Piyadeoğlu, Cihan, Selçuklu Hanedanının Önemli Bir Mensubu: İbrahim Yınal, Türkiyat Mecmuası, 2013.

Baş Editör :Elif Ünal YILDIZ 

Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?

BİR TÜRK YURDU HORASAN 

TARİH ŞUURU ÜZERİNE 

 

Yorumlar (2)

  1. Bekir SEVİK
    • 13/03/2024

    Kaleminize sağlık Mustafa Hocam. Az hakim olduğum bir konuydu, sayenizde daha çok aydınlanmış oldum.

  2. Yaşar Akbaş
    • 11/03/2024

    Hocam la biz "Aksaray Kitap Günlerin "inde beraberdik. Kendisinin Celalettin Harzemşah ve Alpaslan isimli eserleri okudum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mustafa CANKURT

1978 yılında Aksaray'da doğdum. Anadolu Üniversitesi İşletme bölümü ve Atatürk Üniversitesi Sosyal Hizmet Lisans bölümlerinden mezun oldum. Tokat Zile Devlet Hastanesinde Sosyal Hizmet Uzmanı olarak görev yapmaktayım. Evliyim; Halil Furkan, Ömer Faruk ve Ayşe Naz isimlerinde üç çocuğum var. Okumaya düşkünüm, ortaokul yıllarından beri iyi bir okuyucuyum, özellikle tarih okuyucusuyum. 2020 yılı eylül ayında “Siyah Sancağın Gölgesinde-Celaleddîn Harzemşah” isimli “tarihi roman” formatında ilk kitabın çıktı.