KALBİNİN SESİNİ DİNLEYEN DOKTOR

KALBİNİN SESİNİ DİNLEYEN DOKTOR

KALBİNİN SESİNİ DİNLEYEN DOKTOR

Mart ayıydı ve karlar erimeye başlamıştı. Eski haritayla bulduğu, ormanın derinliklerindeki terk edilmiş köy, ilk kez güneş ışığını görüyordu. Pencerelerinden esen rüzgar, geçmişin fısıltılarını taşıyordu.

Köyün ortasındaki terk edilmiş kütüphane onu adeta büyülemişti. Elif içeri girdiğinde duvarlarda garip semboller ve tozlu kitaplar görmüştü.

O andan itibaren hayatı tamamen değişecekti. Etrafı incelerken bir ses duydu arkasında;

-Küçük hanım burası oldukça havasız

-Teşekkür ederim birazdan çıkacağım ben.

Şaşırmış bir halde bu adama bakıyordu Elif.

-Kendimi tanıtayım size, bu köyün doktoru Ahmet Türkan.

-Merhaba ben de Biyolog Elif  Aslı.

Sonra ikisi de birbirlerine bakıp gülümsedi. İlerleyen zamanda aralarında bazen tutkulu bazense sorgulayan bir aşk hikayesi başlamış olsa da Elif çocukluğundan gelen sevgisizlik duygusu İle Ahmet’i yıpratıyordu.

Bir gün evinde çok yalnız hissettiği anda camdan dışarı baktı sesleri dinlemek istedi. Yağmur, camı dövüyordu sanki her damla, kalbinin kırık parçalarıydı. Elif, pencereden dışarı bakarken, sokak lambalarının titrek ışığı altında parıldayan ıslak asfaltı izliyordu. Gözleri, bir zamanlar Ahmet  ile birlikte  yürüdüğü sokaklara dalmıştı.

O an, kalbinde derin bir hüzünle birlikte, unutulmaz bir aşkın ateşleri yeniden alevlenmişti. “Ben nerede yanlış yaptım?” diyerek duygularını sorgulamaya başladı.

“Yoksa yoksa” derken; Ahmet’i tamamen kaybetmiş olmanın verdiği acıyı hissetti en derinden. Oysaki bütün olup bitenin ardında, 35 yaşındaki dahiliye uzmanı Ahmet, sadece bir doktor değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi olarak kabul eder mesleğini, görev yaptığı şehirde.

Elif ile tanıştığı köyden tayini bu defa yeni yapılan “Büyük Şehir Hastanesi’ne çıkmıştı. Her sabah hastane odasına girdiğinde, hastalarının gözlerindeki umudu görür ve onlara şifa olmak için yemin ettiği ana geri döner. Yıllarca süren eğitimi ve deneyimiyle kalbinin karmaşık dilini çözmeyi başarmıştır.

Duyguların arasında yalnızlığı sorgulayan, çekişmeli geçen yıllar sonunda insanların “Sevgi ve Aşkı ” kaybettiğini görür.

Aslında, çözüm bulmak için binlerce insan gibi ilk önce kendini çok sevmesi gerektiğini anlamış olur. Baharın her zaman aşk hikayesi getirmediğini mevsimlerin aslında, aşkın dört evresini anlattığını hisseder.

Kalbinin her atışında hayatın ritmini hisseden Ahmet, hastalarına sadece tıbbi müdahalelerde bulunmakla kalmaz, aynı zamanda onlara moral verir, onları dinler ve onların yanında olur. Kalbinin sesini dinlemek, onun en büyük tutkusudur.

İNSANI SEVMEK,EN BÜYÜK TUTKUDUR.

YERE DÜŞEN SONBAHAR YAPRAKLARI

Onlar “KAYBOLMUŞ AŞIKLAR “bence…

Semanur PERİM

Editör: Nigar KAYA

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

BANA GÜZEL BİR ŞEYLER YAZ

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Semanur PERİM

14.02.1973 Lüleburgaz Kırklareli doğumluyum. Uzun yıllar yerl basın vekendi blog sayfamda yazdım. Değerli hocam "Celil GÜVEN" Bu yazılarımı okuyup bana cesaret vererek "Mum olan ışığımı,Kaleme çevirerek" Siz okurlarıma olan yolculuğum başladı. Kısaca: "Kitap kokusu ile ,Evlat kokusu arasında " Kalmış Bir anneyim. Altı tane adım ile basılmış kitabım, Üç tane "Antoloji"eserim var. Halen yazmakta olduğum NÜKTELER Kitabımla yolculuğuma devam ediyorum.Kitap okumayı sevmeyen bir Toplumda "YAZAR" olup yüreğinize dokunmak ve "Tekrar Kitap SEVGİSİ" Kazandırmak gibi masumca bir isteğim var. Belki: Bir kaçınız kalemim ile tanışıp Okumayı daha çok sevebilir Ne dersiniz...?