İade Edilmemiş Kitap

İade Edilmemiş Kitap

İade Edilmemiş Kitap

Bazı kitaplar okunmaz, bırakılır.
Bazen bir masaya, bazen bir rafın tozlu köşesine, bazen de bir kalbin tam ortasına…
Ama en çok da, fark edilmeden geçilir bazı kitapların içinden — tıpkı bazı insanların içinden geçer gibi.

O kitabı ona verdiğimde, bu kadar büyüyeceğini bilmiyordum.
Bir armağan değildi, daha çok bir ipucu gibiydi; içine ne hissettiğimi açıkça yazmaya cesaret edemediğim, ama satır aralarında umutla bıraktığım sessiz bir haritaydı.
Kitabın adı *“Sessiz Şarkım”*dı.
Yazarını tanımıyordum. Belki tek bir kitabı yayımlanmış biriydi, belki bir daha hiç yazmamıştı. Ama bu roman, içime bir kez yerleşti mi, bir daha hiç çıkmadı.
Konusu basit görünüyordu: üç üniversiteli gencin, aynı yurtta kesişen yolları.
Ama içinde öyle şeyler vardı ki…
Birbirine yaklaşmaya cesaret edemeyen ama aynı şarkıyı susarak ezberleyen bir çiftin,
eğlenceli arkadaşlıkların arasında kendini belli etmeden büyüyen ilk aşkın,
aşk olduğunu bile fark etmeden geçilen bakışların hikâyesiydi bu.
Belki sıradan görünüyordu ama sıradan olan her şey gibi, acısı geç gelip derinden vuruyordu.

Kitabın ilk sayfasına bir not yazmıştım.
Adını üstüne titreyerek eklemiştim
Ve altına — belki bir gün okur da hisseder umuduyla — şu satırları bırakmıştım:

“Bazen insan fark etmeden karanlıkta yaşar. Işık sandığı şey, sadece gözlerinin alıştığı boşluktur. Bir gün biri gelir… ve hiç fark etmediğin yerden bir ışık sızar. Dilerim bir gün sen de kendi ışığını bulursun.”

Ne sevgimi söyleyebildim, ne de gitmeni engelleyebildim.
Ama o kitabın sayfalarında bir yerlerde kendimi bıraktım.
Sen fark etmezsen bile, en azından yazılmış olurdu.
Sessiz bir çağrı, bir gün geri dönsün diye değil;
sadece bir zamanlar birinin seni düşündüğünü bil diye.

Yıllar sonra, sabah erken bir saatte bir sahafın önünden geçerken içimde tanıdık bir sızı oldu.
Sanki biri adımı sessizce anmış gibiydi.
İçeri girdim.
Ve orada, ikinci rafta, sağdan üçüncü sırada Sessiz Şarkım duruyordu.
Beni değil, kendini ele veriyordu.
İçim titreyerek sayfalarını çevirdim.
Yazdığım not hâlâ oradaydı.
Senin adın, benim satırlarım… hepsi zamanın küfüne bulanmış ama hâlâ oradaydı.
Altına hiçbir şey yazılmamıştı.

Anladım.
Sen fark etmemiştin.
Ya da fark ettin ve unuttun.
Belki de bir sabah taşınırken sehpanın üstünden alıp başka kitaplarla birlikte bir koliye koydun.
Ve ben, senin kitaplarının arasında değil, unutulmuşluklarının içinde kaldım.

Kitabı kasaya götürdüm.
Sahaf, kapağına baktı ve “İyi seçim,” dedi.
Gülümsedim ama hiçbir şey söylemedim.
Çünkü bazı kitaplar hakkında konuşulmaz.
Tıpkı bazı aşklar gibi.

Sokakta yürürken kitabı göğsüme bastırdım.
Ve kendi kendime fısıldadım:
“Beni hiç okumadın Ama ben seni baştan sona yazdım.”

 

Yazar: Nermin KAŞCI

Instagram

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal YILDIZ

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Kitabımın linki:

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

Okul Öncesi Eğitim

 

 

Yorumlar (2)

  1. Nermin Kaşçı
    • 25/06/2025

    Teşekkür ederim Uğur hocam :)

  2. Ugur Tokus
    • 25/06/2025

    Emeğinize sağlık çok güzel ✨👍👏👏

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Nermin Kaşçı

22 Ağustos 2000’ da Samsun’da doğdu. Ortaokulu Isparta’da, liseyi Alanya’da tamamladıktan sonra 2019-2021 yılları arasında Çocuk Gelişimi Bölümü, önlisans eğitimi alarak üniversite tahsilini tamamladı. Bir süre özel bir kurumda öğretmenlik yaptıktan sonra 2022 yılında Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde eğitim görmeye başladı. Şiir ve kitaplara ilgi duyan Nermin Kaşcı şiir yazıp seslendirmelerinin yanı sıra kitap yazmaya başladı. İlk kitabı olan “Sessiz Şarkım” adlı romanını 24 yaşında okurları ile buluşturdu.