I. KEYHÜSREV’İN ÇİLESİ

I. KEYHÜSREV’İN ÇİLESİ

 I. KEYHÜSREV’İN ÇİLESİ

    Sevgili Tarih Severler;

    Öncelikle 18 Mart Çanakkale Zaferimizi tebrik eder, tüm şehitlerimize rahmet diler; gazilerimize ise minnet duygularımı ifade etmek isterim.

    Bu haftaki yazımızda size Türkiye Selçuklu Sultanı I. Gıyâseddîn Keyhüsrev’in çileli hayatından bahsedeceğim.

     I.Keyhüsrev Türkiye Selçuklu Sultanıdır. O, üzerinde çok fazla konuşulmayan, tarih kitaplarında birkaç satır ile geçiştirilmiş bir sultandır. Halbuki onun çileli bir hayatı ve başarılı bir saltanat dönemi olmuştur. 

  1. Gıyâseddîn Keyhüsrev, II. Kılıç Arslan’ın oğlu, I.İzzeddîn Keykavus ile Uluğ Alâeddîn Keykubad’ın da babalarıdır. Doğum tarihi net olarak bilinmemektedir. Annesi bir Bizans prensesidir.
  2. Kılıç Arslan’ın on bir oğlunun en küçüğüdür. Sultan Kılıç Arslan döneminde Uluborlu ve Kütahya Meliki idi. Kılıç Arslan, “Mülk hanedanın ortak malıdır.” geleneği gereği yaşlanınca ülkesini on bir oğlu arasında paylaştırdı. Keyhüsrev’in payına da Kütahya ve Uluborlu düştü.

       Ancak işler Kılıç Arslan’ın istediği gibi gitmedi. Melikler birbiriyle mücadeleye giriştiler. Hatta Kılıç Arslan’ın en büyük oğlu Kutbeddîn Melikşah, payitaht Konya’ya yürüyerek Türkiye Selçuklu tahtını ele geçirdi.

   Kılıç Arslan, kaçtı. Oğullarının yanına uğradı. Hiçbirinden saygı görmedi. Nihayetinde en küçük oğlu Gıyâseddîn Keyhüsrev’in yanına gitti. Ondan saygı gördü.

Onun ordusuyla birlikte Konya üzerine yürüyerek Melikşah’ı Konya’dan çıkardılar. Sultan Kılıç Arslan ve Melik Gıyâseddîn Keyhüsrev, Konya’ya girdi. Kılıç Arslan, tekrar tahta çıktı ve Keyhüsrev’i veliaht tayin etti.

Sultan ile oğlu Keyhüsrev, Aksaray’a kaçan Melik Kutbeddîn Melikşah’ın isyanını sonlandırmak üzere Aksaray’a geldiler. Ancak Kılıç Arslan, burada vefat etti. Keyhüsrev, hiç beklemeden Aksaray’dan ayrılıp Konya’ya gitti ve Selçuklu tahtına çıktı. (1192)

 Keyhüsrev’in bu saltanatı dört yıl sürdü. Ancak ülke içerisinde şiddetli bir taht kavgası yaşanıyordu. Ağabeylerinden Rükneddîn Süleymanşah, 1197’de Konya üzerine yürüdü ve şehri kuşattı.

TAHTI KAYBETMESİ

Gıyâseddîn Keyhüsrev, dört aylık kuşatmanın ardından ağabeyi Süleymanşah ile anlaştı. Tahtı ve şehri teslim etmesi hâlinde Konya’dan çıkmasına izin verilecekti. Keyhüsrev, Konya’dan çıkmadan Süleymanşah şehre girmeyecekti.

Ancak Sultan Gıyâseddîn Keyhüsrev, Konya’dan ayrılmadan Konya kapısı Rükneddîn Süleymanşah’a açılınca Keyhüsrev paniğe kapıldı ve hazinesini, eşi Devlet Hatunu ve aile ferdlerinin büyük kısmını yanına almasına rağmen bir fersah ötede atabeyleri Seyfeddîn Ayaba ile birlikte bulunan oğulları İzzeddîn Keykavus ile Alâeddîn Keykubad’ı yanına alamadı.

Keyhüsrev, Konya’dan çıktıktan sonra Ladik köyünden geçerken kendisine ve maiyetine saygısızlık yapıldı ve malları yağmalandı. Bunun üzerine Gıyâseddîn Keyhüsrev, Süleymanşah’a bir mektup yazarak olanları anlattı ve onu kınadı.

Rükneddîn Süleymanşah, Konya’ya girdi ve tahta oturdu. Yeğenleri İzzeddîn Keykavus ile Alâeddîn Keykubad’a iyi davrandı. Birini sağ dizine diğerini sol dizine oturtup şöyle dedi: “Eğer burada kalmak isterseniz sizi canımdan üstün tutarım. Baba hasretini dayanamayıp gitmek isterseniz, istediğiniz yere gönderirim.”

Ancak melikler, atabeyleri Ayaba tarafından tenbihlenmişlerdi. Ağladılar ve “Biz babamızı özleriz ve gitmek isteriz.”dediler. Bunun üzerine Süleymanşah onları Gıyâseddîn Keyhüsrev’in yanına gönderme kararı aldı.

Süleymanşah, Ladik’te Keyhüsrev’in başına gelenlere çok üzüldü. Bu olaya karışanları tespit ettirip onları cezalandırdı. İzzeddîn Keykavus ve Alâeddîn Keykubad’ı da babalarının yanına gönderdi.

Larende’de (Karaman) bekleyen Keyhüsrev, burada oğullarına kavuştu ve Çukurova’daki Ermeni Kralı Leon’un yanına gitti. Kral ona saygı gösterse de Süleymanşah’ın korkusundan ona taht yolunda yardım edemedi.

 Keyhüsrev, daha sonra ağabeyi Tuğrulşah’ın hâkimiyet bölgesi Elbistan’a gitti ve bir süre ağabeyinin yanında kaldı. Tuğrulşah da ona yardım etmedi. Sonrasında diğer ağabeyi Kayserşah’ın yanına Malatya’ya gitti. Ondan da gerekli yardımı alamadı.

Keyhüsrev, ailesi ve maiyetiyle devamlı seyahat hâlindeydi. Bu kez Haleb’e vardı. Buradaki Eyyubîler’in Haleb Emiri Zâhir’den (Selâhaddîn Eyyubî’nin oğlu) yardım istedi. Fakat Zâhir ona yardım etmediği gibi soğuk da davrandı.

 Keyhüsrev, Haleb’den Diyarbakır’a yol aldı. Burada Diyarbakır ve Hasankeyf’de Artuklu Beyliği hüküm sürüyordu. Artuklu Beyi Sökmen, Keyhüsrev’in ablasının oğlu idi. Burada gereken saygıyı gördü ancak umduğu taht yardımı burada da yapılmadı.

Sonrasında Ahlatşahlar’ın payitahtı Ahlat’a gitti fakat buradaki çabası da beyhude idi.

Gittiği yerdeki emir ve beylerin hepsi Sultan Rükneddîn Süleymanşah’tan çekindikleri için Gıyâseddîn Keyhüsrev’e yardım yapamıyorlardı.

    Nihayet yaklaşık iki yıl süren bu seyahatlardan sonra Samsun’a vardı ve bir Bizans gemisine bindi; artık Bizans’a sığınmaktan başka çaresi kalmamıştı. (1199)

    Sultan Gıyâseddîn Keyhüsrev’in oğullarıyla beş yıllık gurbet hayatını da gelecek haftaki yazımızda anlatalım.

Muhabbetle…

Mustafa Cankurt

Baş Editör : Elif ÜNAL YILDIZ 

fisildayankalemler.org/author/elifunalyildiz/

Aksarayî, Kerîmüddin Mahmûd, Müsâmeretü‟l-Ahbâr, Selçuklu TarihiÇev.  M.Nuri Gençosman,  Ankara, 1943.

Baykara, Tuncer, I. Gıyâseddîn Keyhüsrev, TTK Yayınları, Ankara, 1997.

İbn Bibi, Hüseyin b. Muhammed, el-Evâmiru’l-Alâiyye fî Umûri’l-AlâiyyeCilt I-II, çev. Mürsel Öztürk, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1996.

Kaya, Selim, I. Gıyâseddîn Keyhüsrev ve II. Süleymanşah Dönemi Selçuklu Tarihi, TTK Yayınları, Ankara, 2006.

Koca, Salim, Türkiye Selçukluları Tarihi, Berikan Yayınevi, Ankara, 2018.

………….….., Türkiye Selçuklu Devleti’nin Temel İç ve Dış Politikaları ve Sultan I.Gıyâseddîn Keyhüsrev, USAD, 2016.

Sevim, Ali,  Keyhüsrev I, TDV İslâm Ansiklopedisi.

Turan, Osman, Keyhüsrev I, İslâm Ansiklopedisi.

https://islamansiklopedisi.org.tr/keyhusrev-i

fisildayankalemler.org/bir-turk-yurdu-horasan/

fisildayankalemler.org/melik-ibrahim-yinal-ve-isyani/

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mustafa CANKURT

1978 yılında Aksaray'da doğdum. Anadolu Üniversitesi İşletme bölümü ve Atatürk Üniversitesi Sosyal Hizmet Lisans bölümlerinden mezun oldum. Tokat Zile Devlet Hastanesinde Sosyal Hizmet Uzmanı olarak görev yapmaktayım. Evliyim; Halil Furkan, Ömer Faruk ve Ayşe Naz isimlerinde üç çocuğum var. Okumaya düşkünüm, ortaokul yıllarından beri iyi bir okuyucuyum, özellikle tarih okuyucusuyum. 2020 yılı eylül ayında “Siyah Sancağın Gölgesinde-Celaleddîn Harzemşah” isimli “tarihi roman” formatında ilk kitabın çıktı.