Hukukun Hayatımızdaki Yeri

Hukukun Hayatımızdaki Yeri

İnsan Hayatının Temel Süreçleri

İnsan doğar, büyür, gelişir ve günün birinde hayatı nihayete erer. Bu süreçler gerçekleşirken temel ihtiyaçların giderilmesi, korunma, kollanma ve sosyal bir ağ içinde de hayatını idame ettirmeye çalışır. Ayrıca bu sosyal ağ sayesinde kendisi ve diğer canlı cansız bütün varlıklarla bir etkileşim içinde bulunur.

Sosyal Ağ ve Kurallar

Etkileşimin meydana geldiği yerde ise çeşitli kurallar, ister istemez ya kendiliğinden var olur ya da var olmuş ya da var olacaktır. Çünkü her madde ve mana, beraberinde çeşitli unsurları da doğurur. İnsan, bu unsurlara uygun olarak hayata tutunduğu müddetçe ve geliştirip daha iyiye yordukça herhangi bir aksilik meydana gelmez. Tam aksi, bu tabiatın dışına çıkıp hareket edildiğinde ise zamanla bulunulan mekân yaşanmaz hale gelir.

Zaman ve Fiillerin Tekrarı

Zaman, iştigal edilen binlerce fiilin tekrarı veya yenilerinin defteridir. Bu defterden dersler çıkarıp yola koyulmak veya kimi fiillerden insan hayatını güzelleştirenleri geliştirmek, insanoğlunun refahı için bulunmaz bir rehberdir. Bu rehberin hayatımıza kattığı en önemli kavram ise ‘hukuk’tur.

Hukukun Hayatımızdaki Yeri

Burada hukukun tarihine, bütün ince detaylarına girmeyeceğim. Sadece çokça kendisine uyduğunu düşündüğüm ve benzettiğim bir kelimeyle hayatımızdaki yerinin daha iyi anlaşılması ve gerekli elzemliğinin varlığına işaret etmeye çalışacağım. Bu kelime ise daha çok yaylaya çıkan insanların kullandığı ve içinde barındıkları ‘çadır’dır.

Hukuk ve Çadır Benzetmesi

Bir çadırın içinde yaşanılabilir halde olabilmesi için sağlam bir yerin seçilmesi gereklidir ki herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılmasın. Yerin belirlenmesinden sonra ise ana sütunun her şeyden önce sağlamlığı ve uygunluğu ve neticesinde de dikilmesi icap eder. Daha sonrasında çadırın etrafındaki kazıkların periyodik aralıklarla yerleştirilmesi, bu kazıklar ise sadece ana sütunun temel yardımcıları veya sonradan var olan ve çadırı ayakta tutmaya yarayan elemanlar olmakla birlikte, kendileri de ona bağlı olarak varlıklarını sürdürürler. Şayet temel sütunu yoksa veya sağlam değilse, geriye kalan hiçbir elemanın hükmü kalmaz. Burada asıl değinmek istediğim ve üzerinde durmak istediğim, herhangi bir devlette hukukun varlığı olacaktır. Temel kavramların tarihçelerine, anlamlarına, alt dallarına vs. girmeyeceğim. Hukukun devletlerin hayatlarındaki varlığı ve son yıllarda ülkemizde çokça yakındığımız konuların varlığı bizim için kıymetli olacaktır.

Hukukun Önemi ve Toplum

Bir devlet mekanizmasında da temel direk/sütun hukuktur. Hukuk yoksa, devletin diğer bütün kurumları karga korkuluğundan, berhavalıktan ve kandırmacadan başka hiçbir işlevi yoktur. Bugün dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan her problemin temel sebebi, hukukun, bırakın paspas olmasını, esamisi dahi maalesef ki okunmuyor. Var olduğunu söyleyen ise sadece kendi statüsünün idrakini sağlamak ve kralın soytarılarını diri tutmak için söylüyordur.

Hukukun Eksikliğinin Sonuçları

Bugün yaşadığımız ekonomik kriz, eğitimin çöplüğü, sağlık sisteminin çöküşü, sosyal çürüme, mafyatik unsurlar, göçmen güzergâhı, toplumsal şiddet, kadın cinayetleri vs. gibi sorunların temelinde hukukun yok olması yatıyor. Tabii ki burada eleştirilerin hedefinde her ne kadar iktidar erki olsa da, asıl toplumun kendisini defaatle süzgeçlerden geçirmesi gerektiği kanaatindeyim. Umarım bir an önce hukukun varlığının farkına varır ve hep birlikte bunun için çaba sarf ederiz, aksi bir durumun ise felaketten ibaret olacağı aşikârdır.

Sonuç

Netice olarak, hukukun olmadığı bir yerde hiçbir canlının yaşam hakkının sürdürülebilirliği, güvenliği, ileriye dönük olması söz konusu değildir. Tıpkı çadırın ana sütununun varlığı, sağlamlığı ve uygunluğunun olmayışından o çadırın içinde yaşanılmayacağı gibi.

Şiir

Eşkiyaya yakışan evliyaya yakışmaz
Kuyunun durgunluğu akan çaya yakışmaz
Adalet nimetlerin en başta gelenidir
Ehli şova yakışan etibba’ya yakışmaz…. (Abdurrahim Karakoç)

Sevgilerimle Emrah Turan

Editör: Murat çatal

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

https://fisildayankalemler.org/

 

Yorumlar (1)

  1. Yıldız Tek Gamlı
    • 31/07/2024

    Harika bir gözlem ve yazı olmuş 🥰

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Emrah TURAN

Ben Emrah Turan 1990 yılında Ağrı'da doğdum ve ilk okul ve orta okulu Ağrı Ozanlar Yiboda bitirdim. Liseyi Bursa Malcılar Anadolu lisesinde okudum. Sakarya Üniversitesi Sağlık yönetimi mezunuyum. Edebiyata 2008 yılında ilgi duymaya başladım. Bu yıldan itibaren genellikle şiir olmak üzere; günlük, hikaye, mektup, deneme yazma başladım. 2020 yılından itibaren çeşitli dergilerde şiir, deneme, hikaye, mektup ve hikayelerim yayımlandı.