Herkes Yazar Mı Oluyor?
- Yazar: Sibel Çelikel
- 2 Şubat 2025
- 73 kez okundu
Yayınevleri Çoğalıyor, Herkes Yazar mı Oluyor?
Kıymetli okurlar,
Son zamanlarda Türkiye’de birçok yayınevinin kurulduğunu fark etmişsinizdir. Böylece yazarlar, dosyalarını aylarca beklemeden, nispeten kısa sayılabilecek bir sürede (aşağı yukarı bir ay içinde) editör ve dizgi sürecini tamamlayıp basımını sağlayabiliyor.
Yakın zamana kadar yayıncılık dünyasında sadece bankaların yayınevleri ve birkaç belli başlı büyük yayınevi vardı. Doğal olarak bir dosyanın incelenmesi, okunması ve yayımlanmaya değer olup olmadığına karar verilmesi belli bir zaman gerektiriyordu. Hal böyle olunca yazar adaylarını yıllar sürebilen bir sabır sınavı bekliyordu. Oysa artık çağımız hız çağı…
En kıymetli değerimiz hayallerimiz ve artık bir hayalin gerçekleşmesi için kimsenin o kadar beklemesine gerek kalmadı. “Butik yayınevleri” diye tabir edilen ancak yazara sunduğu imkânlar bakımından büyük yayınevlerinden çok da farkı olmayan küçük yayınevleri oluşmaya başladı. Bunlardan biri, internet gazetemizin adıyla yayın hayatına başlayan “Fısıldayan Kalemler Yayınevi” oldu. Genel Yayın Yönetmeni Sayın Elif Ünal’a bu yeni yolculuğunda başarılar dilerim. Ben de bu yayınevinin editörlerinden biriyim.
Gelelim edebiyat çevrelerinin bazı kesimlerinin bu gelişmeleri olumlu bulmamasına… Yeni yazar sayısı ve yeni basılan kitapların artışıyla kalitenin düştüğünü düşünenler var. Kesinlikle katılmıyorum.
Bir eserin iyi mi kötü mü olduğuna okur karar verir. Bırakalım eserler özgürce kanatlanıp okurlara ulaşsın, esas karar mercii okurlardır. Edebiyatta okurlardan daha acımasız bir yargıç varsa o da zamandır. Varsayalım ki butik yayınevleri sayesinde herhangi bir yazar ön plana çıktı ve hak etmediği bir ün kazandı. Yine bırakınız, bu sürecin kalıcı olup olmayacağına zaman karar versin. Eğer bir eser ve yazarı, ulaştıkları yeri gerçekten hak ediyorsa zamanın kumlarından sağ salim çıkacaktır.
O eser yıllar sonra da hatırlanacak ve okunmaya devam edecektir. Değilse gençliğimizde dinlediğimiz popüler kültür şarkıları gibi kısa sürede tanınan, ancak şimdi aklımıza gelip de yeniden tüketmediğimiz, fakat herhangi bir yerde rastlayınca bizi onu ilk duyduğumuz anılara götüren bir hoşluk olarak kalsın hayatımızda. Ne olur ki? Bunda ne kötülük var?
Bakınız, değerli okurlar… Türk edebiyatında yazar ve eser sayısının artması, hangi açıdan bakarsanız bakın, bir gelişmedir. Bir dil ancak o dilde eser üretiliyorsa varlığını sürdürebilir ve yaşar.
Gençlerimiz acılarını, üzüntülerini, gerçekleşmemiş beklentilerini, umutsuz aşklarını şiirler ve romanlar yazarak anlatabiliyor, dahası, bunu bir edebi esere dönüştürme şansı bulabiliyorsa bundan daha güzel bir umut olabilir mi? Edebiyat, hem kendinizi hem de başkalarını iyi hissettirmenin bir yoludur. Her yeni çıkan eser, dalga dalga yayılan bir mutluluktur. Yazardan çevresine yayılan bir ışıktır, aydınlanmadır o kitaplar.
Yazmak bir terapi yöntemidir. Her yeni gün bir faciaya uyandığımız ülkemizde gençler, yazarak ve eser üreterek kişisel hayat mücadelelerini veriyorsa onları en iyi şekilde desteklemek gerekir. Bu destek ise son zamanlarda bahsi geçen o küçük yayınevleri tarafından sağlanmaktadır. Bu yüzden bu girişimlerin hırpalanmasından vazgeçelim.
Yurt dışında da yazarlar, yayınevleri sırası beklemeden self-publishing denen sistemle eserlerini yayımlayabiliyor. Ancak bu örnekler bizde yaşanınca halkın bir kesimi, “Herkes yazar oldu.” diyerek, bu kıymetli sanatı küçümsemeye cesaret edebiliyor.
Hayır, değerli okurlarımız… Tabii ki herkes yazar olamaz. Öte yandan, keşke herkes yazar olsaydı ya da en azından bunu denemeye cesaret edebilseydi. Tanıdığınız yazarlar arasında kötü biri var mı?
Bu yıl Drama Yayınevi’ndeki editörlük görevim sırasında köy hayatını tutkuyla anlatan cesur kadın şairler, çocuk yaşta kalemi çok güçlü, geleceği parlak yazarlar ve nice ince ruhlar tanıdım. Onları “ben keşfettim” gibi abartılı bir ifade kullanmak istemem ama çok şükür, onların edebiyat yolculuğuna tanık oldum. Hepsini hayatıma kattığım için onur duydum.
Dünyayı ve kendini anlamaya, kelimelerle anlatmaya çalışan duyarlı insanlardır onlar. Bırakalım, yazarlık yolunda mutlu olsunlar.
Hayatı edebiyat yoluyla anlatmaya devam edeceğimiz, küçük girişimcilerin büyük hayalleri gerçekleştireceği nice zamanlar dilerim.
Sibel Çelikel
Başeditör/Redaktör: Murat Çatal
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız
Bu yazının bütünü yazarına aittir.
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
Çocuklarımız Soruyor: Mevsimler Nerede?
Tebrikler kutluyorum.