Gerçek, Zihnin Karanlık Bir Odasında Bekler
- Yazar: Nermin Kaşçı
- 12 Ağustos 2025
- 38 kez okundu

Gerçek, Zihnin Karanlık Bir Odasında Bekler
İnsan zihni, bazen kendi elleriyle kurduğu labirentin içinde kaybolur; çıkış kapısı sandığı her dönüş, onu yeniden başlangıcına taşır. Bir bakışın, bir sesin, belki de sadece bir hayalin etrafında dönüp durur, sanki başka bir dünyaya geçişin anahtarı orada saklıymış gibi. Oysa belki de o kapı, hiçbir zaman var olmamıştır; belki anahtar sadece kendi kalbinin derinliklerinde sakladığı bir yanılsamadır.
İşte tam da burada, insanın en güçlü bağı ortaya çıkar: dokunamadığı duyguların esareti. Dokunmak, sarılmak, konuşmak… bunlar çoğu zaman bağın kendisi değil, sadece kanıtıdır; asıl bağ, görünmeyen, ölçülmeyen, yalnızca hissedilen yerde filizlenir. Ve bazen, o bağın gerçek olup olmaması hiç önemli değildir.
Bazı insanlar, hiç tanımadığı birine yıllarca içten içe konuşabilir. Onu bir parkta, bir yol kenarında, bir kalabalığın arasında sadece bir kez görmüş olsa bile… O tek bakış, zihinde bir ömürlük hikâyeye dönüşür. Yalnızca bir an, binlerce anıya eşdeğer olur. Gerçek ile hayalin sınırları yavaş yavaş erir; geriye sadece o kırmızı çizgi kalır—bilekten kalbe yürüyen, adı aşk olmayan ama aşktan daha çok acıtan bir bağ.
Ve gün gelir, insan kendine şu soruyu sorar: “Peki ya bu bağ hiç var olmadıysa?” Cevabı öğrenmekten korkar, çünkü cevabın kendisi, yıllarca taşıdığı bütün anlamları yıkabilir. Yine de, bazen yıkmak gerekir. Bazen, bileğe dolanan o görünmez ipi kesmek gerekir—çünkü ipin ucunda beklediğini sandığın kişi, belki de hiçbir zaman orada olmamıştır.
Ama işte, kesmeden önce herkesin yaptığı o son şey vardır: Bir umutla geri dönmek… ilk gördüğün yere, ilk hissettiğin ana. Belki gelir, belki de gelmez. Belki bütün bir hayat, bu “belki”nin içinde yaşanır. Ve insan, kesilecek ipin gölgesinde, son defa bekler.
Yazar: Nermin KAŞCI
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal YILDIZ
Bu yazının bütünü yazarına aittir.
Kitabımın linki:
Bir önceki yazımı okudunuz mu?