EVLİLİK YALANLARI

EVLİLİK YALANLARI

EVLİLİK YALANLARI

Evlilik Yalanları ve Türk Aile Sağlığı Üzerindeki Yıkıcı Etkileri

Mutlu Pazarlar Sevgili Okurlarım.

Günümüzde, bireylerin çeşitli nedenlerle evli oldukları halde bekar olduklarını iddia etmeleri üzücü bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu durum, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin görülebilmekte ve hem yalan söyleyen bireyin psikolojisi üzerinde derin izler bırakmakta hem de Türk aile yapısının temelini sarsabilecek olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir.

Bu makalede, evlilik yalanı söyleyen bireylerin psikolojik durumları ve bu durumun Türk aile sağlığı üzerindeki potansiyel etkileri çok yönlü bir bakış açısıyla ele alınacaktır.

Yalanın Psikolojik Anatomisi: Evli Olup Bekar Rolü Oynamak

Evli bir bireyin bekarım yalanını tercih etmesinin altında yatan psikolojik dinamikler oldukça karmaşıktır. Bu davranışın temelinde çeşitli motivasyonlar bulunabilir: Dürüst olmak İSTEMİYOR.

Kişisel Tatmin Arayışı:

Birey, evlilik hayatında bulamadığı heyecanı, ilgiyi veya özgürlüğü bekar rolü oynayarak farklı ilişkilerde arayabilir. Bu durum, evliliğin getirdiği sorumluluklardan kaçma veya kendini yeniden keşfetme arayışıyla da ilişkili olabilir.

SORUMSUZ YAŞAMAK 

Sosyal Kabul ve Onay İhtiyacı:

Bazı sosyal çevrelerde bekar olmanın daha çekici veya kabul gören bir statü olarak algılanması, evli bireyleri bu yola itebilir. Özellikle belirli yaş gruplarında veya bazı mesleklerde bekar görünmek, sosyal ilişkilerde avantaj sağlayabileceği düşüncesi yaygın olabilir.

 Kimlik Karmaşası ve Kararsızlık:

Birey, evlilik rolüyle kendi bireysel kimliği arasında çatışma yaşayabilir. Evliliğin getirdiği kısıtlamalar veya beklentiler, bireyin kendini tam olarak ifade edememesine neden olabilir ve bekar rolü bu çatışmadan geçici bir kaçış sunabilir.

 Bağlanma Korkusu ve İlişki Sorunları:

Evlilik içinde yaşanan sorunlar, iletişim eksikliği veya duygusal uzaklık, bireyi dışarıda farklı arayışlara yöneltebilir. Bağlanma korkusu olan bireyler için ise bekar rolü, derin ve kalıcı bir ilişki kurma zorunluluğundan kaçınma mekanizması olabilir.

 Narsistik Eğilimler ve Kontrol İhtiyacı:

Bazı bireyler, birden fazla kişiyle ilişki kurarak ilgi odağı olma ve kontrolü ellerinde tutma arayışında olabilirler. Bekar yalanı, bu tür narsistik ihtiyaçları tatmin etme aracı olarak kullanılabilir.
Bu psikolojik motivasyonlar, bireyin iç dünyasında ciddi bir çatışmaya, suçluluk duygusuna, kaygıya ve hatta depresyona yol açabilir. Sürekli yalan söyleme hali, bireyin gerçeklikle bağını zayıflatabilir ve sağlıksız savunma mekanizmalarının gelişmesine neden olabilir.

Türk Aile Sağlığı Üzerindeki Yıkıcı Etkileri

Evlilik yalanlarının Türk aile yapısı üzerindeki potansiyel etkileri oldukça derindir ve çok boyutludur:
* Güvenin Sarsılması ve İlişki Temelinin Zedelenmesi: Aile, güven üzerine inşa edilen en temel toplumsal birimdir. Evlilik yalanı, eşler arasındaki güveni derinden sarsar ve ilişkinin temelini oluşturan dürüstlük ilkesini ihlal eder. Güvenin kaybolduğu bir aile ortamında sağlıklı bir iletişim ve duygusal bağın sürdürülmesi oldukça zordur.
* Duygusal İhmal ve Yalnızlık: Yalan söyleyen eşin dikkati ve enerjisi dış ilişkilere yöneldiğinde, evlilik içindeki duygusal ihtiyaçlar ihmal edilebilir. Bu durum, diğer eşin kendini yalnız, değersiz ve anlaşılmamış hissetmesine yol açabilir.
* Çocukların Ruh Sağlığı Üzerindeki Olumsuz Etkiler: Aile içindeki yalanlar ve güvensizlik ortamı, çocukların ruh sağlığı üzerinde de olumsuz etkiler bırakır. Çocuklar, ebeveynler arasındaki gerginliği, mutsuzluğu ve samimiyetsizliği sezebilirler. Bu durum, onların güven duygusunu zedeleyebilir, kaygı ve stres seviyelerini artırabilir ve ileriki yaşamlarında ilişki kurma biçimlerini olumsuz etkileyebilir.
* Aile İçi İletişim Bozuklukları: Yalanın varlığı, açık ve dürüst bir iletişimin önünde büyük bir engel teşkil eder. Eşler arasındaki sorunlar konuşulamaz, çözülemez ve giderek derinleşir. Bu durum, aile içinde sürekli bir gerginlik ve huzursuzluk ortamının oluşmasına neden olabilir.
* Boşanma ve Aile Bütünlüğünün Bozulması: Evlilik yalanları, genellikle aldatma davranışını da beraberinde getirir ve bu durum, evliliğin sonlanmasına ve aile bütünlüğünün bozulmasına yol açabilir. Boşanma süreci, tüm aile üyeleri için travmatik bir deneyim olabilir ve uzun süreli psikolojik etkiler bırakabilir.
* Toplumsal Değerlerin Erozyonu: Aile, Türk toplumunun temel taşıdır. Evlilik kurumuna yönelik bu tür güvensizlik ve yalan davranışları, toplumsal değerlerin erozyonuna ve aile kurumunun zayıflamasına katkıda bulunabilir.

BENİM DÜŞÜNCEME GÖRE

Evli olduğu halde bekarım yalanı söylemek, bireysel psikoloji üzerinde ciddi yükler oluştururken, Türk aile sağlığı açısından da yıkıcı sonuçlar doğurabilecek bir davranıştır.

Güvenin sarsılması, duygusal ihmal, iletişim bozuklukları ve aile bütünlüğünün bozulması gibi olumsuz etkiler, hem bireylerin hem de toplumun genel refahını olumsuz yönde etkileyebilir.

Bu nedenle, evlilik kurumunun değerini korumak, dürüstlük ve güven ilkelerini ön planda tutmak, sağlıklı aile ilişkileri inşa etmek ve bu tür yalan davranışlarının önüne geçmek için bireysel, ailesel ve toplumsal düzeyde bilinçlendirme çalışmalarının yapılması büyük önem taşımaktadır.

Aile danışmanlığı ve psikolojik destek hizmetlerinin yaygınlaştırılması da bu tür sorunların çözümünde önemli bir rol oynayabilir. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir toplumun temeli, sağlıklı ve dürüst aile ilişkilerinden geçer.

Akademisyen yazar: Semanur PERİM 

Editör: Nigar KAYA

Genel Yayın Yönetmeni :Elif ÜNAL YILDIZ 

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

MUTLULUK BAKANLIĞI

Yazının Tamamı Yazarına Aittir.

Yorumlar (1)

  1. Hocam hangi cinsten olursa olsun biz buna ş....siz diyoruz😉

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Semanur PERİM

14.02.1973 Lüleburgaz Kırklareli doğumluyum. Uzun yıllar yerl basın vekendi blog sayfamda yazdım. Değerli hocam "Celil GÜVEN" Bu yazılarımı okuyup bana cesaret vererek "Mum olan ışığımı,Kaleme çevirerek" Siz okurlarıma olan yolculuğum başladı. Kısaca: "Kitap kokusu ile ,Evlat kokusu arasında " Kalmış Bir anneyim. Altı tane adım ile basılmış kitabım, Üç tane "Antoloji"eserim var. Halen yazmakta olduğum NÜKTELER Kitabımla yolculuğuma devam ediyorum.Kitap okumayı sevmeyen bir Toplumda "YAZAR" olup yüreğinize dokunmak ve "Tekrar Kitap SEVGİSİ" Kazandırmak gibi masumca bir isteğim var. Belki: Bir kaçınız kalemim ile tanışıp Okumayı daha çok sevebilir Ne dersiniz...?