ESKİ BAYRAMLAR

ESKİ BAYRAMLAR

ESKİ BAYRAMLAR

Her bayram geldiğinde “Ah ah!!! nerede o eski bayramlar” diye iç geçirerek anarız o güzel günleri.

Bayramlar mı güzeldi, bayramlara yüklediğimiz anlamlar mı? Ya da bayramları anlamlı kılan eski büyüklerimiz mi? Daha günler öncesinden evler temizlenirdi. Çoluk çocuk bayramlıklar alınır defalarca giyilir çıkarılırdı.

  Arife gecesi yastığın altında bekleyen giysiler bayram sabahı büyük bir sevinçle giyilir, evin erkekleri hep birlikte bayram namazına gidilirdi. Hanımlar, kız çocuklar evde kahvaltı hazırlar, bir yandan da şekerlikler, lokumlar hazırlanırdı.

Kolonyalar çeşitli kokulardan oluşurdu. Limon, menekşe, lavanta, tütün kolonyaları şekerliklerin yanında yerini alırdı. Ailece yapılan kahvaltıdan sonra aile bireyleri ile bayramlaşılırdı. Sırayla en yaşlı komşulardan, akrabalardan başlanarak el öpülür dua alınırdı.

İkramlıklar, yöreye göre değişse de tatlı, pasta, şerbet, çay, kahve, ayran, yemek lokum şeker olurdu. O zamanlar renkli fasulye şekerleri, leblebiler çocukların en sevdiği sekerlerdi. Mendil arasında verilen paralar hepsinden önemliydi. Bayramlaşma faslından sonra komşu çocuklarla uzak mahallelere gidilir kapı kapı dolaşarak şeker toplanırdı. Hiçbir güvenlik sorunu yoktu. Her çocuk aile bireyi gibi gereken saygı sevgiyi görürdü.

Gün sonunda hasılat ortaya dökülür sayım yapılır en çok şekeri kim toplamış görülürdü. Büyüklerin bir araya gelerek ettikleri sohbetleri dinlemek keyifli gelirdi. O sohbetlerin her biri  ders niteliğindeydi.

Hatır gönül vardı. Zengin fakir yerli yabancı ayırmak ayıptı. Her insan Allah’ın sevgili kulu ve kıymetliydi. Zaten bayramdan önce fakir fukara gözetilerek eksikleri gizlice giderilirdi. Bayrama cemi cümle mutlu girilirdi.

Şimdiki zamanda çalışan insanlar bayramları tatil yapmak olarak görüyorlar. Oysa bayramlar, aileler ,akrabalar, tanıdıklar, yakın uzak çevre bir araya gelip özlem gidersin, bağlar güçlensin diye var.

Çocuklarda gelenek görenekleri en bu güzel ziyaretleşmeleri göremiyor değerini anlamıyorlar. “Nerede o eski bayramlar.” Sözünün anlamını sadece büyükler biliyor. Bayramlar ve ona yüklediğimiz anlamlar bizi ve bayramları anlamlı kılan unsurlar.

O vakit eski zamanlardaki gibi yaşamaya gayret etmeli genç nesillere önemini göstermeli. Bireysellikten çokluğa, birliğe doğru yol almalıyız. İnsanların yalnızlaştığı değersiz hissettiği zamanlarda birlik olmak değer verip değer görmek ne kadar önemli. Eski bayramları tekrar yaşamak yaşatmak biraz gayret biraz istekle mümkün.

Zamana ayak uydurmak geleneklerimizle birlikte yol almak mümkün. Öyleyse hep birlikte o güzel bayramları yaşamak için, arayalım soralım bayramlaşmak için çaba gösterelim. Uzak yakın yerli yabancı sen ben demeden biz olarak. Nice eski bayramlar tadında bayramlar geçirmemiz dileğiyle güzel bayramlar, eyy insanlık kutlu olsun.

Elife Akgül 

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız

Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?

SİLİFKE’NİN GÖKSU’SU

Yörük Kültürü’ne Işık Tutan Romanıma Buradan Ulaşabilirsiniz : MELİK KIZI

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elife AKGÜL

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunuyum. 58 yaşındayım ve ev hanımıyım. Yörük kültüründen etkilenerek kendi yaşamım ve ailemin yaşantıları üzerinden hatıralar ile roman ve öyküler yazdım. Aynı konseptte edebi ürünler üretmeye devam ediyorum. Şu ana kadar yazdığım fakat yayınlanmamış bir roman, bir öykü, bir tiyatro senaryosu ve bir şiir bulunmaktadır. Tarzımı Cengiz Aytmatov ve Yaşar Kemal’e yakın görüyorum.