Eleştiri Üzerine Düşünceler

Eleştiri Üzerine Düşünceler

Eleştiri Üzerine Düşünceler

Eleştiri hayırsız, yakın bir akraba gibidir. Onunla çok karşılaştım, ama ondan pek fayda görmedim. Yine de insaflı olalım.

Her şeyden önce eleştiri bir doğa kuvveti kadar tarafsız olamaz. Onda, yapan kişiye dair izler mutlaka vardır. Eleştiriyi sevmiyorsak başlıca sebebi budur zaten.

İki tür eleştiri var: İlki yapıcı eleştiridir. Bir şeyin gerçekten beğenilmemesi, noksan bulunması, az beğenilmesi ya da çok beğenilmesi; ancak onda birtakım eksikliklerin bulunması sebebiyle yapılan eleştiri. Bu tür eleştiride eleştirmen dürüsttür ve olabildiği en tarafsız haliyle karşımıza çıkar.

Yapıcı eleştiri, karşı tarafı küçümsemeden, aşağılamadan, ukalalık etmeden ve ağırlıklı olarak iyi yönleri öne çıkararak yapılan eleştiridir. Böyle eleştiri, ona maruz kalan kişiye şevk verir.

İkincisi, denemeye asıl konu olan, eleştiri dendiğinde insanın yüzünü asmasının nedeni ve yapıcı eleştiriyi de birçok insanın gözünde çöpe atan yıkıcı eleştiridir. Sahiden eleştiri denince akla gelen genellikle budur. İnsanlar onun yüzünden eleştiriden nefret eder.

Kötü niyetli eleştiride nice zevkler vardır. Asıl gerekçeyi gizlemek her şeyin başında gelir. Zaten yapıcı olanla yıkıcı olanı ayıran unsur, asıl niyeti gizlemekte yatar. Eleştirinin farklı biçimlerde yapılması kötü niyeti açık eder.

Diyelim ki kişi, bir işe bir yıl emek vermiş olsun. Eleştiren kişi, o emeği birkaç cümle ile yerle yeksan edebileceğine inanır. Böylece kendine göre hiç emek vermeden emek verenle eşitlenir, hatta onun üstüne çıkar.

İşte, eleştirinin en zevkli, kişiye özgüven veren ve sahtekârlık barındıran biçimi budur. Tembelliğe övgü…

Kişi bir konuda bilgi sahibi, hatta otorite olduğunu göstermek, ukalalık etmek amacıyla eleştiri yapar. Çünkü ne kadar çok eleştirir ve az beğenirse o kadar zeki ve kültürlü görüneceğine inanır. Ben anlamıyorsam o saçmadır, ben beğenmiyorsam o çirkindir, der gibidir. Çağımızın gözde eleştiri nedeni bu olabilir.

Fiziksel özellikleri, kişisel deneyimleri, dünya görüşlerini ve inançları unutmamak gerekir. Örneğin, kişi boyunun kısa veya burnunun büyük olduğunu düşünüyor. Belki herhangi bir sebeple travma yaşamış. Kendisi dindar, ama karşısındaki dinsiz ya da tam tersi söz konusu. O kişiye, bunları hatırlatan şey, herkesin bayıldığı bir şey de olsa onun eleştirisinden kurtulamaz.

İnsan Neden Her Şeyi Eleştirir?

Eleştirinin en yaygın sebebi kıskançlıktır. Aslında kıskançlık iki türlüdür: İlki sahip olduğumuz şeyleri kaybetme endişesidir. Sevgili kıskançlığını buna örnek verebiliriz. İkincisi sahip olmadığımız şeyleri başkasında görmenin verdiği olumsuz duygu.

Yeteneğe yönelik kıskançlığın iki sonucu vardır: Biri aşırı, yersiz eleştiridir. Sporda, sanatta, felsefede ya da bir bilim dalında başarılı olun. Sizin kadar iyi olamayacağına inanan, bunu içten içe bilen kimseler sizin seviyenize çıkmak zor olduğu için kolay olanı seçecekler ve sizi kendi seviyelerine indirmeye çalışacaklardır. Bunu yapmanın yegâne yolu da eleştiridir. Yaptıklarınızı basitleştirip sıradan hale getirmeye uğraşırlar.

Peki bunu nasıl yaparlar? Tabii ki onlara emeğinizi göstermeniz yoluyla. O nedenle bir eser meydana getirirseniz onu, işten iyi anladığı söylenen biriyle paylaşmanız istenirse duruma kuşkuyla yaklaşınız. Mecbur kalmadıkça bunu yapmayınız.

Böyle eleştirmenler yalnızca moralinizi bozmakla kalmaz. Size maddi ve manevi hiçbir yararları dokunmadığından hevesinizi de kırarlar. Özgüvenleri yeteneklerinden büyük olan insanlardan uzak durmak en iyisidir. Dahası eleştirilere fazla kulak verirseniz, eserinizi siz değil, eleştiriler şekillendirir.

Bu çalışma da dikkatinizi çekebilir:

Mesude BOZKURT 

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ 

Zirveye Ulaşmanın Dayanılmaz Hafifliği

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ulaş DEMİR

1989'da Mardin'de dünyaya geldim. Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi ve Gazi Üniversitesi Adalet bölümü mezunuyum. Ankara'da ikamet etmekteyim. Yazmaya şiirle başladım. İki kitabım yayımlandı.