Dileğimin Kırmızı İzleri

Dileğimin Kırmızı İzleri

Dileğimin Kırmızı İzleri

Bazen konuşmak kolaydır, susmak daha da kolay. Ama bir şeyi içinden koparıp atmak… işte en zor olanı odur. İnsan, bir kelimeyi dilinin ucundan düşürmemeyi seçebilir, bir bakışı saklayabilir, bir adımı geri çekebilir. Fakat kalbinin en derinine işleyen o sessiz yükü nasıl çıkarır? Onu hangi kelimeyle anlatır? Belki anlatmaz da, kendi içinde taşıyarak yaşar.

Ben sustum. Çünkü bazen kelimeler yetmez. Anlatsan eksik, sustuğunda daha derin… Ama içimde, sessizce büyüyen bir şey vardı: bir dilek. Ne kadar sessiz olursa olsun, ne kadar gizli kalırsa kalsın, insanın içindeki dilek kendine bir yol bulur. Ben o dileğin yükünü taşıyabilmek için bir ip bağladım bileğime. İnce, kırmızı, sessiz… İlk bakışta öylesine sıradan, öylesine masum. Kimse fark etmedi. Belki ben de anlamadım, Ama ip bileğimde düğümlenirken, omzuma çöken ağırlığı hissettim.

Kırmızı… Çoğu insan için sadece bir renk. Ama benim için; bekleyişin, umudun ve acının rengi oldu. O ip, günler geçtikçe bir yük hâline geldi. İçinde taşıdığım tüm cümleleri, söylemeye cesaret edemediklerimi, birikmiş sessizliklerimi bileğimde topladı.

Zaman akıp gitti. Günler birbirine karıştı, mevsimler değişti, gökyüzü başka renklere büründü. İnsanlar geldi, insanlar gitti. Ama ip hep oradaydı. Ne gevşedi, ne koptu. Ben koparsa bitecek sandım. Oysa ip kopmadı, ben tükendim. Her geçen gün bileğimdeki iz biraz daha derinleşti. Her sabah, aynaya baktığımda, sessizce haykıran bir bağın varlığını hissettim.

Bir kırmızı ip… Çocukken oyunlarımızda bile bu kadar anlam yüklememiştik bir şeye. Ama büyüdükçe, hayat en basit nesneleri bile koca bir hikâyeye dönüştürmeyi öğretiyor. Ve ben, bileğimde taşıdığım bu ipte kendimi buldum. Söyleyemediklerimi, içimde çığlık atarken sustuklarımı, hiçbir yere sığdıramadığım hayallerimi… Hepsi o ince düğümlerde saklı kaldı.

Bazen düşünüyorum; belki de en büyük yük, kimsenin görmediği bağlardır. İnsan, görünmez zincirlerini taşıyarak yürür hayatta. Ve en acısı, bu zincirleri çoğu zaman kendi elleriyle örmesidir. Ben de kendi ipimi kendim bağladım. Koparmaya cesaret edemedim. Koparsa bitecek sandım. Bitmedi. Ben bittim.

İşte Dileğimin Kırmızı İzleri böyle başladı. Bu roman, bir kadının bileğinde taşıdığı bir ipin sessiz çığlığının hikâyesi. Söyleyemediklerinin, anlatamadıklarının ve bir dileğin nasıl koca bir ömre yayıldığının romanı. Belki senin bileğinde görünmez bir ip yoktur. Belki hiç olmadı. Ama emin ol, bu hikâyede kendinden bir iz bulacaksın. Çünkü hepimiz bir yerlerde, koparamadığımız bağların esaretinde kaldık.

Bu roman, sadece bir aşk hikâyesi değil; aynı zamanda bir yüzleşme. Kendinle, geçmişinle, hayallerinle… Belki de en çok, kurtulmak istediğin hâlde kurtulamadığın bağlarla. Çünkü bazen insan, kurtulmak istediği şeyin içinde saklıdır. Ve bazen, bir ipin sessizliği, koca bir çığlıktan daha gürültülüdür.

Dileğimin Kırmızı İzleri… Yakında, bileğinde hâlâ izi kalan herkesin kalbine dokunmak için geliyor.

Bu yazının tamamı yazarına aittir. 

Yazar: Nermin KAŞCI

Instagram

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal YILDIZ

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Kitabımın linki:

SESSİZ ŞARKIM / NERMİN KAŞCI

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

0-6 Yaş Dönemi Gelişim Basamakları

Yorumlar (2)

  1. […] Dileğimin Kırmızı İzleri […]

  2. Harika bir roman geliyor anlaşılan ... Merakla bekliyorum 🥰

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Nermin Kaşçı

Nermin Kaşcı, kelimelerle nefes alan, sessizlikten melodiler çıkaran bir yazar. 2000 yılında Samsun’da doğan Kaşcı, insan ruhuna olan ilgisiyle önce Çocuk Gelişimi alanında üniversite eğitimini tamamladı ve okul öncesi öğretmenliği yaptı. Çocukların dünyasına dokunmak, yazınında hayatı ve duyguları farklı pencerelerden görmesine ilham verdi. Edebiyat tutkusu onu ikinci bir yolculuğa çıkardı: Balıkesir Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğrenim gördü. Şiirle başlayan yazın serüveni, zamanla hayatın gölgelerini, kırılma anlarını ve içsel sancıları anlatan romanlara dönüştü. İlk romanı “Sessiz Şarkım” ile okurlarını derin bir iç yolculuğa davet eden Kaşcı, ikinci “kitabı Dileğimin Kırmızı İzleri” ile yazın yolculuğunu daha da derinleştiriyor. Satırlarında yalnızca bir hikâye değil; bir duygu, bir sessizlik ve her zaman bir umut taşıyor.