Çanakkale Savaşı’nda Bir Doktorun Acı Tercihi
- Yazar: İsmet Serhat KAHYA
- 18 Haziran 2024
- 143 kez okundu
Çanakkale Savaşı’nda Bir Doktorun Acı Tercihi
Yıl 1915. Ölümle bombaların dans ettiği bir cephe. Yer Çanakkale. Her anının derin yaralar açtığı binlerce an, binlerce hikaye. Ama öyle biri var ki, içimizde onarılmaz bir yaraya dönüşüyor. En acı yanı, bu hikayenin gerçekten yaşanmış olması. Hikaye şöyle:
İtilaf kuvvetlerinin askerleri, Türk askerlerinin de yer aldığı ittifak bloğunu denizden ve havadan ablukaya almaya çalışıyordu. Hava açık olsa dahi, atılan bombalardan oluşan ateş ve duman nedeniyle kapalı görünüyor, yapılan saldırıların hızı gittikçe artıyordu. Her yerde insan mezarlığı, şarapnel parçacıkları, yaralı askerler, yaralıları kaldırmaya çalışan sıhhiye erleri, kadınlarımız ve gönüllü sağlık ordusu. Savaşın o esnasında cephe gerisinde görev yapmakta olan doktor, elinde enjektör, içinde morfin, sanki kendini savunan bir sporcu gibi eli havada beklemekte. Taşınan yaralı askerler sedye ile çadıra alınıp, sadece cerrahi işlemle yaşayabilecek durumda olanlara morfin yapılıyordu.
O sırada, erler elinde sedye ile koşarak yaralı askeri doktorun önüne getirir. Doktor, yaralı askere bakar ve “Bu askeri kaldırın” der. Bir başkası gelir, bir kolu yok, yüzü görünmez hale gelmiş. Doktor askere bakar; “Bu askeri de kaldırıp götürün” der. Askerler:
“Yapın şu morfini, hayır götürmeyin!” bağrışları ile götürülürler.
Bir başka asker gelir, yüzü görünmez halde. Doktor, bu askerimize de bakar ve “Bunu da kaldırın” der. Bunun üzerine asker:
“Baba, benim, ben oğlun. Beni tanımadın mı?”
Doktor bu sözler karşısında bir an durur ve enjektörü yere doğru indirerek oğluna son kez bakarken kulağında hala oğlunun sözleri yankılanır. Doktor baba, yutkunur, kendisini toparlamaya çalışır. Kendine gelen doktor, sıhhiye erlerine “Bunu gölge bir yere kaldırın” emrini verir. Doktor, görevini tamamladıktan sonra oğlunu son yolculuğuna uğurlamak için yanına gidip mezarına yerleştirir.
O zamanlar cephaneden çok morfin sıkıntımız olduğu için herkese morfin yapılamıyordu. Sınırlı morfin, sadece kurtulma imkanı olanlara uygulanmaktaydı. İşte biz bu savaşı hisse senetleriyle değil, hissi senetlerimiz ile kazanmayı başardık. Hissi senetleri olmayan bir ülke yok olmaya mahkumdur. Sözlerimi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale’de söylemiş olduğu tespitiyle bitirmek isterim: “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur…”
Bilgelik Yolcusu
Kaynakça:
https://www.erzurumpost.com/canakkale-savasi-dr-tarik-nusret-ve-morfin_8433m.html
Editör: Murat Çatal
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız
Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?
Bu yazının bütünü yazarına aittir.
Asırlardır devam eden mücadele,bu ruh hiç kaybolmayacak! Hissi senetlerle kazanılan nice zaferlere..