CAN KAYAM ŞENKAYA’M

CAN KAYAM ŞENKAYA’M

 Açılmış eller buz tutmuş yürekler,

Kutsal emanetin Allahuekber,

Ülkem doğusunda vatanı bekler,

Güzel ilçem canım kayam Şenkaya’m…

 

Güneşin gören bahar kıştan kaçar,

 Toprağın döşünde kardelen açar,

Beşerin yurda ilim irfan saçar,

Güzel ilçem canım kayam Şenkaya’m…

 

 Analar bakar hasret yürek yakar,

Şoğerin çağlar suyu berrak akar,

Dağların buram buram kekik kokar,

Güzel ilçem canım kayam Şenkaya’m…

 

Saltınbaşı narin gelincik saçar,

Yedi odalar tarihe kapı açar,

Turnalar gölünde sıralı uçar,

Güzel ilçem canım kayam Şenkaya’m…

 

Toprağın döşünde kardelen açar,

Beşerin yurda ilim irfan saçar,

 Kutsal emanetin Allahuekber,

 Güzel ilçem canım kayam Şenkaya’m…

 

   Derler ki; her insan doğduğu topraklara göbek bağıyla bağlı olur, aldığı her nefesle memleketini koklar, içtiği her yudum su memleketinden can suyu olur. Bende de öyle.

  Kıymetli okurlarım, bu haftaki yazımda sizlere, çocukluğum ve ilk gençlik yıllarımın geçtiği ilçem Şenkaya ‘dan ve onunla bağlantılı olarak   Birinci Dünya Savaşı’nın Kafkas Cephesin’ de   yer alan Sarıkamış Harekatı  ve Kar Gülleri romanımdan bahsetmek istiyorum.

 Osmanlı’da Erzurum vilayetinin, Oltu kazasının  Kosor nahiyesine bağlı Ortuli  (Örtülü) köyü, 1946’ dan sonra ki adıyla Şenkaya’mız; Allahuekber Dağları’nın kuzey yamacında kurulmuş, güney yamacında ki Sarıkamış  ilçesi ile  komşudur.

     Güzel ilçem Doğu Anadolu Bölgesi’nde  Allahuekber Dağları’nın eteklerinde sarıçam ormanlarıyla çevrili, sert karasal iklimin hâkim olduğu coğrafyadadır. Kışları bol karlı, ayazlı; soğuğu sert ve yakıcıdır. Öyle ki;  nefes alırken insanın içine soğuk akar, verilen nefes ise havada donar. Yaz mevsimi nazlanarak gelir, bir nefes alımı gibi hemencecik geçiverir.

   Yukarıda yazdığım şiir gibidir güzel ilçem ŞENKAYA. Zamanınız olursa güler yüzlü, mert, misafirperver insanlarıyla tanışıp, Şırankes  Kafede, yöresel glig, kuymak ve çağ kebap yemenizi öneririm. Bunun yanı sıra Allahuekber  Dağları’nda  donarak şehit olan altmış bin askerimize vefa turuyla tarih yolculuğuna çıkar, ilçemizde güzel anılar biriktirebilirsiniz.

 Dünyada sadece Alpler’de bulunan kristal kar özelliği Şenkaya ve Sarıkamış’ta  da vardır. Yörede karasal iklim hakimdir. Endemik tıbbi bitkileriyle de ilçemiz dikkat çekmektedir.

  Birinci Dünya Savaşı’nın Kafkas Cephesinde yer alan Sarıkamış Harekâtı’ da ilçemiz Şenkaya’ ya  çok kıymetli tarihi değer ve maneviyat katmıştır.

 İlçemiz sınırları içinde ki cephe de 10. Kolordu askerleri; Narman, Oltu, Kosor (Akşar)  üzerinden ikiye ayrılıp bir grup Köroğlu, Issız dere üzerinden; diğer grup Ersinek  (Ormanlı Köyü) Düz Meşe, Dik Meşe , Ayı deresi ve Cilvenin     Yamacından Allahuekber’e çıkacaklardı. Ama zorlu hava koşulları hiç hesap edilememişti. Yöre halkı evlerini açtı. Kalın giysiler  giydirdi. Karda kışta   Allahuekber’e çıkılmaz dedi. Ama emir verilmişti bir kere… Yapılacak  bir şey yoktu. Vatan ve görev kutsaldı. Sonlarını bile bile şehadete erdi Kar Gülleri.

  “ Onlar; Anadolu’nun eli kınalı kuzuları. 10. Kolordu şehitleri Kar Gülleri… Kışın üzerlerini kardan kefenleri, baharda toprak kucakladı evlat. Bu süreçte Tevfik deden de Ruslara esir düştü.”

    Sarıkamış Harekatı ile ilgili  yukarıda ki bilgiler, rahmetli babamın babasının, yani Tevfik dedemin babama anlattığı sözlü tarih, ‘’Sarıkamış Harekatı’ndan’’ sözlü aktarımdır. Tarih kitaplarında da yazar.  Bu anıları çocukluğum da dinlerken o anı, yaşar içselleştirirdim. Derslerime sımsıkı çalışır, anlatılanları bir gün yazacağımı düşünürdüm. Dedemi görmeyi de çok isterdim. O dönem yaşayanların vatan ve millet sevgisi uğruna fedakarlıklarını da takdir ederdim.

“Toprak, uğrunda ölen varsa vatandır”  derdi lisede okuyan ablam. Çocukluğumuzda köyümüzde elektrik yoktu. Gaz lambası eşliğinde hikayeler, masallar, anılar anlatılırdı. Bu anlar benim en çok sevdiğim anlardı. Babam 1918 doğumluydu. Nüfusta ise 1921 (eski takvime göre 1337) yazar.

     Benim gözümde vatan ve millet sevgisiyle dolu can insan. Torunu olmaktan gurur duyduğum Tevfik dedem…

Kars kalesinde zindana atılan, Kafkasya’ya sürgüne gönderilecekken son anda kardeşi Nuri Bey tarafından kurtarılan Tevfik Bey dedem ve Sarıkamış’ta Donarak şehit olan askerlerin anısına saygıyla…

  KAR GÜLLERİ -Anadolu’nun Kınalı Kuzuları .Ruhları şad, Mekanları cennet olsun…

    Tarihimizi ben de  romanımla kurguladım. Gelecek kuşaklara aktarım yapmak istedim. Umarım  gençler tarafından ilgiyle okunur.

‘’Soğuktan elleri ve ayakları donan Mehmet, alacakaranlıkta gördüğü belli belirsiz ışığa doğru ayaklarını sürüyerek yürüdü. Kar fırtınası sonrası arkadaşlarını da yolunu da kaybetmişti. Bir an kurtların nefesini ensesinde hissetti. Omzundan tüfeği çıkardı, ateşledi. Aç gözlü kurtlar, tüfeğin patlama sesiyle biraz uzaklaşsalar da onu takip etmeye devam ediyorlardı. Yemen çöllerinde yılanların, akreplerin içinde bile ölümü bu kadar kendine yakın hissetmemişti. Bir an sendeledi, düştü. Kurtlar etrafında ağızlarını açmış, hırlıyor, saldırı durumuna geçiyorlardı. Düştüğü yerden güç bela doğrularak ayağa kalktı, tüfeğini yeniden ateşledi. Son bir gayretle ışık yanan kulübenin kapısının önüne attı kendisini. “Tanrı misafiriyim yardım edin!” diyerek kapıyı çaldı’’…

‘’ Gecenin karanlığı sonrasında nihayet şafak söktü. Zemheride kış çok ağırdı. Dağlar, kardan kıyafetlerini ekim ayından itibaren giyinmiş yerler katmer katmer karlarla dolmuştu. Kar fırtınasıyla birlikte, sabahın ayazı her taraflarını yakıyor, Tevfik ve üç arkadaşı en son güçlerini kullanarak yürüyorlardı… Yol üstünde portatif kürek parçalarına karın altından görünen potinlere, ekmeğini paylaşırken donan askerlere, bazı askerlerin kucaklarında silahlarıyla kıvrılarak yatmış hallerine, mataralara, kırılmış cephane sandıklarına rastladık .Azap duyarak içlerinden yürüdük .Bunlar iyiye alamet değildi. Sis azaldıkça bu görüntüler çoğaldı. Askerler buzdan heykellere dönüşmüş üzerlerini kardan kefenler örtmüştü.’’

      “KAR GÜLLERİ “romanımdan alıntılar…

     Son sözüm ulusumun önderi, devletimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’TEN:

”Vatanını en çok seven vazifesini en iyi yapandır!”

 

 

EDT: Mesude BOZKURT 

Yorumlar (2)

  1. Çok teşekkür ediyorum Yıldızcım 🥰Kıymetli yazar arkadaşım.

  2. Yıldız Tek Gamlı
    • 31/01/2024

    Yine muhteşem bir anlatım yine muhteşem bilgiler... Kaleminize emeğinize yüreğinize sağlık hocam

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Rabiya Sevil YÖRÜKOĞLU

Uzman Öğretmen, Yazar-Şair ve fisildayankalemler.org Editörü Kar Gülleri, Mucit Ozan, Dinozorlar Bornova'da, Mırmır ile Mırnav, Bir an Sığacık, Yüzyılın Gözyaşları ve Çiğ Damlası kitaplarının yazarı.