Cahillikten Tecrübeye Yolculuk
- Yazar: Murat Çatal
- 5 Ağustos 2025
- 46 kez okundu

Cahillikten Tecrübeye Yolculuk
İnsanın en büyük açmazı nedir biliyor musunuz? Gençlik yıllarında henüz yaşamın hakikatini kavrayamadan hayata atılmaktır. Bir tür ontolojik körlük hâkim olduğundan bu çağda insana; varlığın yüklediği anlamlar, henüz keşfedilmemiştir daha. Tecrübesizliğin verdiği o saflık, insana özgü bir fazilettir belki ama, bu fazilet çoğu zaman cahilliğin bulanık suyuna karışır gider. İşte, bu yüzden yaşlılar sıklıkla “Gençliğinizin kıymetini bilin,” derler demesine de, genç olanlar, neyin kıymetli olduğuna dair sezgiye henüz ulaşmamışlardır ki.
Yaşlılarımız, ömürlerinin sonbaharında dönüp gençliklerine bakarken, hayatın özünü ancak yıllar geçtikçe kavradıklarını fark ederler. Her daim şöyle bir söz duymuşsunuzdur mesela: “Sizin yaşınızda olsaydım da, milyonlarca lira borcum olsaydı diye.” Burada dile gelen, zamanın yıkıcı kudreti karşısında paranın, borcun ve dünyevi yüklerin ne kadar geçici olduğu bilgisidir. Çünkü yaşam, eninde sonunda insana her şeyin geçiciliğini, her kudretin bir gün solup gideceğini gösterir. Fakat gençler, varlığın en diri zamanında, hayatın ardındaki anlamı henüz tüm çıplaklığıyla göremez ve kavrayamazlar.
İşte burada tecrübesizliğin cahilliği ortaya çıkar: Yaşamı, yalnızca göz önündeki fenomenler üzerinden anlamaya çalışmakla meşguldür gençler. Oysa hakikat, sezgiyle, acıyla, yenilgiyle ve zamanla birlikte ortaya çıkmaz mı? Bu yüzden gençlik, çoğu zaman kendisine sunulan nasihatleri duymazdan gelir gelmesine de; asıl anlam ise ancak yaşanarak, yani varoluşun yüküyle yüzleşildiğinde ortaya çıkar.
Yaşlıların “Ah, genç olsaydım!” serzenişinde, zamanın geri döndürülemez akışı ve insanın hayatı boyunca sürekli değişen öncelikleri gizlidir. Gençler, geleceğin belirsizliğinde kaybolurken, yaşlılar, geçmişin bilgeliğinde huzur ararlar. Oysa asıl mesele, yaşamın hiçbir döneminde mutlak bilginin elde edilememesidir. İnsan, her yaşta eksik, her çağda arayış içindedir.
Belki de insana düşen, varoluşun sunduğu anların kıymetini fark etmeye çalışmak; yaşlıların bilgesinden, gençlerin direncinden bir parça alabilmektir. Cahillik, bazen öğrenmenin başlangıcıdır; tecrübesizlik ise henüz açılmamış bir bilgelik kapısı. Her insan, kendi zamanı içinde, kendi cahilliğiyle yüzleşir; her nasihat, eninde sonunda yaşamla sınanır.
Murat Çatal
Bu yazının bütünü yazarına aittir
Bir önceki yazımı okudunuz mu?Kötü Gün Dostu mu, İyi Gün Dostu mu?
Teşekkür ederim Yıldız hocam
harika bir yazı kaleminize sağlık hocam
Çok teşekkür ederim sevgili Semiray
Çok teşekkür ederim sevgili Şeyma
Kaleminize sağlık Murat hocam güzel bir yazı olmuş :)
Farkındalık adına güzel bir yazı olmuş .Tebrikler
Çok teşekkür ediyorum. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum diyelim.
Öncelikle teşekkür ederim. Sorunuza dönecek olursak eğer, her insan, doğuştan farklı bir beyin yapısıyla dünyaya gelir ve zekâ seviyeleri de çeşitlilik gösterebilir. Bu durumu bir kenara koyacak olursak, bireylerin bolca eğitim alması ve bilimsel kitaplar okuyarak kendini geliştirmesi gerekir. Ancak bu sayede, söz konusu farklar en aza indirilebilir.
Hocam farkındalığı olan yazılarınızı keyifle okuyorum. Emeğinize sağlık.
O kadar cahil insan var ki, inanın okuduğunu bile anlamıyorlar. Bu sorunu nasıl çözmek gerekiyor sizce?