BÜTÜN SIFATLARIN ÖTESİNDE KADININ DEĞERİ

BÜTÜN SIFATLARIN ÖTESİNDE KADININ DEĞERİ

BÜTÜN SIFATLARIN ÖTESİNDE KADININ DEĞERİ

Türkiye’de kadın olmanın ulaşabileceği son noktanın ya da zirvenin “annelik” olduğunu düşünenlerce yapılan ve böyle düşünüyor olmalarına rağmen; “anneliğe” atfedilen bin türlü eleştirinin nedenlerini düşünüyorum. 

Bir kadın anne ise bu işi en güzel şekilde yapmalı dediklerini her yerde duyuyor ve kadınların yüzüne yansımış hallerinden görüyorum. 

Bir veli paylaştığım bir tweet üzerine üzüldüğü ve çok dolduğu bir konuda mesaj atmış bana. 

Mükemmel ebeveynlik konusundaydı tweet. 

Ebeveyn deyince ilk akla gelen anne oluyor çünkü sadece annenin çocuk bakımına dair bütün yükü omuzladığı örnekler ağır basıyor.

Gelişimi normal seyreden çocuklar bir yana özel gereksinimli bir çocuk büyütürken çarpı iki hatta çarpı beş sarfettiği efor bir yana bir de üslupsuz eleştiri alınca insan deliye dönüyor haliyle. 

Evet her insanın birilerini eleştirme hakkı var ama her hak yerinde zamanında ve doğru üslupla alınırsa güzel.

Özel gereksinimli bir çocuk büyüten bir anneye siz bu annelik işini beceremiyorsunuz olmuyor yapamıyorsunuz” minvalinde bir üslupla eleştiri yapılması işi çığrından çıkarır. Yapıcı olmaktan çıkar o zaman iş başka yerlere gider. 

Eğer bir eleştiri yapacaksak birilerine, öncelikle bizim fikrimizi soruyor mu bizden öneri istiyor mu ona bakmak gerekir.

Ayrıca eleştirdiğimiz noktanın nasıl düzeltileceği nasıl güzel hale getirilebileceğini de ortaya koymamız gerekir ve tabii ki yaptığın eleştirinin kendi hayatında sürdürülebilirliği ne kadar  ona bakmak. 

Sen bu işte kötüsün deyip kenara çekilmek üstelik kişiyi anneliğinden yaralamak pek nahoş. 

Bu konuda herkesin pek çok fikri var ama kimse özelinde annelerin nelerle uğraştığına hangi sorumluluklar altında ezildiğine bakmıyor. Sonuca odaklı insanlar. 

Olayın sonucuna bakıp hımm sen o zaman yapamadın bu anneliği diye yapıştırıyor eleştiriyi.

Süreci bilmiyor görmedi yaşamadı sormadı.

Basit çünkü öyle yapmak. Düşünmek zor yapıcı olmak zor. Kolay olan olumsuz eleştiri..

Yer değiştirin sadece bir gün eleştirdiğiniz kişi ile o zaman belki anlayacaksınız konuşmak başka uygulamak başka. 

Böyle acımasızca eleştiriler yapıldığında anne de ister istemez kendini suçluyor gerçekten yetemediğini düşünüp kendine yükleniyor üzülüyor. Bunun getirisi çocuklar ile arasındaki gerilim oluyor.

Bir durumu daha pozitif, anne ve çocuk açısından en üstün yarar sağlayacak seviyeye getirmek isteyen insanlar eleştiriyi nasıl kullanacağını hangi zamanda hangi üslupla söyleyeceğini bilirler.

Olumlu bir sonuç için mücadele eden biri suçlamaz, parmak sallayarak yargılamaz büyük büyük yargılara varıp kadını anneliği ile vurmaz.

Bunlara rağmen anne olmuş bir kadına toplumca baskılanan “en iyi anne olmalısın” sorunsalından dolayı; anneliğin ömür boyu süren bir vicdan muhasebesi olduğu gerçeği ise hep bir yerlerde duruyor muhtemelen o hiç geçmeyecektir. 

Kadınların üstüne yapıştırılan bir dünya safsata var aşikar olarak;  Çocuğa yalnızca anne bakar safsatası, anneysen otur evinde çalışma çocuğuna bak, 

Belli bir yaşa geldin evlen, evlendin yaşın geçmeden çocuk yap safsatası,

Çalışmak isteyen kadına çocuğunu bıraktı diye yapıştırılan kötü anne safsatası,

Çocuğu oldu diye her yerden çekilmesi oturup evinde mesleğine ara vermesi safsatası.

Yakın zamanda okuduğum bir cümle vardı şöyle diyordu; 

Annelik kalbinin vücudunun dışında dolaşmasını izlemektir. Bir anne olarak düşününce bu sözü ne kadar da muazzam bir şey diyorsunuz. 

Fakat bütün bu özelliklerine rağmen gözden kaçırdığımız bir şey var; Kadın, anne oldu diye her şeyden vazgeçmeyecek elini eteğini her şeyden çekmeyecek, aksine anne olup hayattaki sorumlulukları arttı diye toplum onu daha çok destekleyecek.

Zira ; 

Bazı kavramları kutsallaştırmayı seviyoruz biz milletçe. Fakat teoride kutsallaştırdığımız kavramları, pratikte eze eze bir hâl oluyoruz.

Burası Önemli; 

“Bir kadını ancak, evlenip çocuk yaptığında takdir edip aksi halde utandıran bir toplumun kadını takdir ettiği söylenemez. 

O toplum olsa olsa kadına nasıl olması gerektiğini “dayatan” toplumdur.” 

 

Elif AY

Editör:Nigar KAYA

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

https://fisildayankalemler.org/kabullenisin-sancisi/

Yorumlar (4)

  1. Elif AY
    • 8/05/2024

    Semiray hocam kıymetli yorumunuz için teşekkür ederim 🌺 söylediğiniz konu üzerine biraz düşünüp yazacağım sevgiler 🙏

  2. Elif
    • 8/05/2024

    Teşekkür ederim Bekir hocam 🙏🏻

  3. Semiray
    • 8/05/2024

    Kadın değerlidir ve ebeveyn olmak her iki tarafın görevidir.Anlayış göstermek ve kişilerin sorumluluklarını iyi tesbit etmek herkesin harcı değil. Bu yüzden kaleminize sağlık.Tek başına çocuk büyüten kadınlar adına da bir yazı yazmalı derim. Teşekkürler.

  4. Bekir SEVİK
    • 8/05/2024

    (Bir işi; bilen yapar, az bilen akıl verir, bilmeyen eleştirir, yapamayan çamur atar.) Kaleminize sağlık Elif Hanım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elif AY

1991 İstanbul Üsküdar doğumluyum , İstanbul Üniversitesi Sosyal Hizmetler mezunuyum, evliyim biri özel gereksinimli iki oğlum var , uzun süredir özel gereksinimli çocukların ve ailelerinin yaşadıklarını yazıyorum. Makale ve köşe yazarlığı yapıyorum.