Başarı ve Kaptan Köşkü
- Yazar: Mevlüt Güler
- 6 Mart 2025
- 36 kez okundu

BAŞARIDA DENGE
(Kaptan köşkü kime ait?)
Hayatı dengede yaşamak başarıyı getirir, başarıyı dengede yaşamak ise süreklilik sağlar. Denge ve ölçü esas alınarak engeller aşılmalıdır; zira engeller bir duruş değil, bilakis daha ileri gidebilmek için birer fırsattır, tecrübedir, akıl üstünlüğüdür. Teşbihte hata olmaz derler ya, bundan dolayı “ok, daha ileri gitmek için geri çekilir.”
Günlük hayatta da böyle değil midir? Dengeyi bulmak için dengede kalmak gerekir. Fabrikalarda bile koca koca makineler daha çok verim sağlasın diye duruşa alınır; bakım yapılır, teknik eksiklikler giderilir ve rantabl hale getirilir. Amiyane tabirle, “Ne kadar ekmek, o kadar köfte.”
Bunu bir örnekle açıklayacak olursak:
“Yaşlı bir Kızılderili reisi, torunuyla birlikte kulübesinin önünde oturmakta ve az ötede birbiriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izlemektedir. Köpeklerden biri beyaz, diğeri siyahtır. On iki yaşındaki çocuk, kendini bildi bileli o köpeklerin dedesinin kulübesi önünde boğuştuğunu görmüştür. Bunlar, dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğidir. Çocuk, kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünür.
Dedesinin ikinci köpeğe neden ihtiyaç duyduğunu ve renklerinin neden özellikle siyah ile beyaz olduğunu merak eder. Bir gün dedesine bunun sebebini sorar. Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazlar ve ‘Onlar benim için iki simgedir, evlat,’ der.
‘Neyin simgesi?’ diye sorar çocuk. Dedesi, ‘İyilik ile kötülüğün simgesi,’ diye cevap verir. ‘Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.’
Çocuk, sözün burasında, ‘Mücadele varsa, bir kazananı da olmalı,’ diye düşünür ve her çocuğa özgü bitmeyen sorulara bir yenisini ekler: ‘Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?’ Bilge reis, derin bir gülümsemeyle torununa bakar ve ‘Hangisi mi, evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem,’ der.”
Direksiyonu her daim elde tutmalı; ajanslardan sıkça duyduğumuz, “Direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu…” diye başlayan bir son dakika haberinin konusu olmamak için kaptan köşkünün mürettebata ait olmadığını göstermeliyiz. Bütün ödevleri hakkıyla, zamanında ve yerinde yerine getirmeliyiz. İşte o zaman “Ben yaptım, oldu,” deme hakkını kendimizde bulabiliriz. O zaman dost da düşman da ister istemez, “Adam kazandı,” diyecektir.
Mevlüt Güler
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız.
Başeditör/Redaktör: Antropolog Yazar Murat Çatal
Bir önceki yazımı okudunuz mu?