AYNICALUT’TA BÜYÜK ZAFER

AYNICALUT’TA BÜYÜK ZAFER

AYNICALUT’TA BÜYÜK ZAFER   

Kıymetli Tarih Severler;

Geçen haftaki yazımızda Aynıcalût zaferine giden süreci anlatmıştık. Bu hafta ise savaşın ayrıntılarına gireceğiz.

Melikü’l-Muzaffer Kutuz’un hazırlıkları sürmekteydi. Baybars ve yanındaki emirleri de saflarına katmıştı. Üstelik Moğollar ile savaşta tecrübeli Harzemli komutan da onun hizmetine girmişti.

Sultan Kutuz’un cevabını götüren Moğol elçileri Şam’a vardıklarında Hülagu yerine onun naibi Ketbuğa Noyan ile karşılaştılar. Çünkü Hülagu, büyük kağan olan kardeşi Mengü’nün ölüm haberini almış, kardeşleri Arık Böke ile Kubilay arasındaki hanlık kavgasına müdahil olmak için Karakurum’a gitmek üzere Suriye’den ayrılmıştı.

Elçiler, Kutuz’un cevabını Ketbuğa’ya bildirdiler. Bu cevaba Ketbuğa sinirlendi. Kutuz’a savaşa hazırlanmasını, kısa süre içerisinde Kahire’ye geleceğini bildirmek için Mısır’a bir elçi daha gönderdi. Kendisi de savaş hazırlıklarına başladı. Yanında bulunan komutanlar Hülagu’nun beklenmesini tavsiye etse de Ketbuğa bu tavsiyelere kulak asmadı.

Kahire’ye gelen Moğol elçilerini bu kez kötü bir son bekliyordu. Sultan Kutuz, gelen elçileri öldürterek başlarını Kahire kapısına astırdı. Böylece Moğollar’a anlayacağı dilden cevap veriyor ve onlardan korkmadığını ilan ediyordu.

Mısır’da Sultan Kutuz, savaş hazırlıklarını tamamlayarak Emir Baybars’ı öncü kuvvetlerin komutanı tayin etti ve onu Gazze’de bulunan Moğol öncülerinin üzerine gönderdi. Sultan, kendisi ise veziri Farisüddîn Aktay ile birlikte Kahire’den çıkıp Salihiye’deki karargâhına geldi (26 Temmuz 1260).

Keza Memlük ordusunun tamamı buradaydı. Sultan, burada emirlerini topladı. Bazı emirleri tereddüt içerisindeydi. Bunun üzerine Sultan Kutuz onlara şöyle seslendi:

“Ey Müslüman emîrler! Yıllardır beytü’l-malın (devletin) ekmeğini yiyorsunuz ve şimdi de savaşmak istemiyorsunuz. Ben işte gidiyorum. Savaşmak isteyenler benimle gelsin. Kim savaşmak istemezse o da evine dönsün. Allah hepimizi görmektedir. Müslümanların vebali geride kalanların boynunadır.” (K.Y. Kopraman, Mısır Memlukleri-Türkler V)

Bunun üzerine emirlerin tereddütleri giderildi. Emir Baybars, öncüleri ile birlikte Gazze’ye vardı. Burada bulunan Baydara komutasındaki Moğol öncü kuvvetleri, Şeria Nehri’ne doğru çekildiler. Baydara, hemen Ketbuğa’ya haber gönderdi.

Kısa süre içerisinde Ketbuğa’nın cevabı geldi: “Gazze’de kal. Beni bekle. Kısa süre içerisinde geleceğim.” Fakat Ketbuğa, Baydara’ya yetişemedi. Emir Baybars, Baydara’nın ordusunu yenilgiye uğratarak Gazze’yi ele geçirdi.

TÜRKLER’İN ZAFERİ

Ketbuğa; Gürcü, Ermeni, Anadolu Selçukluları, bazı Haçlı kontlukları ve bazı Eyyubî meliklerinin katılımı ile oluşturduğu ordusunu Beysan yakınlarındaki Aynıcalût mevkiine getirip Mısır ordusunu beklemeye başladı. Bu mevkii, Dâvud Peygamber’in (A.S.) ünlü komutan Câlût’u yenilgiye uğrattığı yerdi.

Emir Baybars, öncü kuvvetleri ile gece gündüz at sürerek Moğol ordusunun Aynıcalût mevkiinde bulunduğunu tespit etti ve hemen Sultan Muzaffer Kutuz’a haber gönderdi.

Bu arada Sultan Kutuz, diplomatik bir başarıya imza atarak Akka Haçlıları ile anlaştı. Bu Haçlı güruhu, Moğollar’ı sevmiyor ve onları düşman olarak görüyordu. Anlaşmaya göre Mısır ordusu Moğollar ile savaş yaparken Akka Haçlıları, hiçbir şekilde Mısır ordusuna arkadan saldırmayacaktı. Hatta Haçlılar, Kutuz’a asker yardımı bile yapabileceklerini söylediler. Ancak Sultan bu teklifi reddetti.

3 Eylül 1260 tarihinde Sultan Muzaffer Kutuz’un ordusu, Aynıcalût mevkiine geldi. Sultan Kutuz, Baybars ve diğer emirleriyle yaptığı istişâre sonunda bir strateji belirledi. Türklerin meşhur Turan taktiği uygulanacaktı. Buna göre Baybars’ın öncüleri, Moğollar’a saldıracak ve onları bir müddet oyalayacaktı.

Daha sonra Baybars, sahte ricat hareketiyle Moğollar’ın önünde kaçacak, Aynıcalût tepelerinin sağında ve solunda bulunan ormanlık alanda Sultan’ın ve Vezir Aktay’ın ordusu gizlenecekti. Baybars, bu mevkiye gelince geri dönecek, Kutuz’un ve Aktay’ın ordularıyla Moğollar’ı çember içine alacaktı. Mısır ordusu, Ketbuğa’nın ordusundan sayıca üstündü.

Baybars’ın öncüleri, Moğollar’a saldırarak savaşı başlattı. Ketbuğa ise Memlük ordusunun sayısının bu kadar olduğunu düşünüyordu. Baybars, Moğollar ile bir süre savaştı. Daha sonra plan gereği ordusuna geri çekilme emri verdi.

Moğol ordusu, zafer ve yağma telaşıyla Baybars’ın ordusunun peşine düştü. Bir süre sonra Baybars’ın ordusu aniden geri döndü. Ketbuğa, tuzağı görmüştü. Ancak yapacağı bir şey kalmamıştı. Moğol ordusu, sağdan ve soldan diğer Mısır orduları tarafından kuşatılmıştı.

Burada büyük bir savaş oldu. Bir ara Memlükler’in sol cenahı bozulmaya başladı. Fakat merkezde yer alan Kutuz, Aktay ve Baybars’ın mukavemeti ile bozgun önlendi. Tam bu sırada Sultan Muzaffer Kutuz, başındaki miğferini yere fırlattı. Gür sesiyle askerlerine seslendi: “İslâm’a imdada yetişin. Yüce Allah’ım, hizmetkârın Kutuz’u koru ve onu galip eyle.” Bu sözleri üç defa tekrar etmişti. Onun bu sözleri üzerine Mısır ordusunun emirleri ve askerleri galeyana gelip ölümüne savaştılar.

Ketbuğa’ya bazı komutanlar kaçmasını tavsiye etti. Fakat o ise onlara şu cevabı verdi:
“Mısır Sultanına karşı yapılan savaşta kaçmaktansa, şereflice ölmek daha iyidir. Bu askerlerden kim kurtulursa gidip Hülagu’ya, Ketbuğa’nın kaçmadığını söylesin. Askerlerinin ölmesi Hülagu için pek pahalı olmayacaktır. Moğol hatunlarının bir yıl hamile kalmadıklarını, atlarının bir yıl için doğurmadıklarını düşünsün. Hülagu’nun başı sağ olsun. Çünkü o, sağlamdır. Ölmek bizim için kolaydır.” (A. Yuvalı, İlhanlılar Tarihi)

Moğollar, yenilgiye uğratıldı (3 Eylül 1260). Ketbuğa, esir düştü. Elleri ve ayakları bağlanarak Sultan Kutuz’un huzuruna çıkarıldı. Ketbuğa, Kutuz’a karşı da pervasızdı: “Eğer senin yüzünden öleceksem, bunun nedeni sen değilsin, Tanrı’dır. Bir anlık başarıdan sarhoş olma. Var olduğumdan beri Hülagu Han’a hizmet ettim. Ben sizin gibi efendimin katili değilim.” (J.P. Roux, Moğol İmparatorluğu Tarihi)

Ketbuğa, öldürüldü. Başı, Kahire’ye gönderildi. Kale kapısında onun başı teşhir edildi. Moğol ordusu Beysan tarafına doğru çekilmişti. Kutuz, bu işin burada bitmesini istiyordu. Baybars’ın öncülerini onların takibine görevlendirdi. Baybars onları öldürerek ilerledi.

Efamiye’de Baydara komutasında üç bin kişilik bir orduyla karşılaşan Baybars, bu orduyu da yenilgiye uğrattı (10 Eylül 1260). Bu ordu, Tebriz’den Hülagu tarafından gönderilmişti. Keza Hülagu, kardeşi Kubilay’ın büyük han olduğunu duymuş ve Karakurum’a gitmeyip Tebriz’de kalmıştı.

Kalan Moğol ordusu Fırat Nehri’nin doğusuna çekildi. Ancak Baybars’ın karşısında hiçbir güç duramıyordu. Fırat Nehri boyunca ilerleyen Baybars, bu Moğol kalıntılarını da temizleyerek Rakka, Rahbe ve Birecik gibi yerleri de ele geçirdi.

Aynıcalût’ta kalan Sultan Kutuz, 5 Eylül 1260’ta Taberiyye’ye vardı. Daha sonra Şam’a ulaştı (8 Eylül 1260). Burada hutbeleri kendi adına okuttu. Daha sonra Haleb, Hama ve Humus ele geçirildi.

Bu zafer, Moğol ilerleyişini durdurmuştur. Böylece Aynıcalût zaferi ile birlikte Suriye Moğollar’dan temizlendi. Moğollar bir daha Suriye’ye gelemediler.

Muhabbetle…
Mustafa Cankurt

Kaynakça:

Aktan, Ali, Sultan Kutuz ve Aynıcâlut Zaferi, Atatürk Üni. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Erzurum, 1991.

Arslantaş, Yüksel, Memlük-Moğol Mücadelesi ve Orta Doğu Tarihine Etkileri, Belleten, 2003.

Ayaz, Fatih Yahya, Memlükler, TDY İsam Yayınları, İstanbul,  2015.

Barthold, Vasiliy,  Moğol İstilasına Kadar Türkistan, çev.: Hakkı Dursun Yıldız, TTK Yay. 1990, Ankara.

Cüzcani, Minhac-ı Sirac, Tabakat-ı Nasıri Moğol İstilasına Dair Kayıtlar,  Çev. Mustafa Uyar, Ötüken Neşriyat, 2016, İstanbul.

Güzel, Fatih, Kuruluş Devrinde Bir Memlük Sultanı: Melikü’l-Muzaffer Seyfeddîn Kutuz, KAREFAD, 2019.

İbn Şeddad, İzzeddîn Ebu Abdullah, Baypars Tarihi II, Çev. Şerefüddîn Yaltkaya, TTK Yayınları, İstanbul, 1941.

Kopraman, Kazım Yaşar,  Mısır Memlükleri,Türkler-Cilt 5, Yeni Türkiye Yay., Ankara, 2002.

Özbek, Süleyman, Yakın Doğu Türk-İslâm Tarihinin Akışını Değiştiren Bir Meydan Savaşı: Ayn Calud, Türkler-Cilt 5, Yeni Türkiye Yay., Ankara, 2002.

Özbek, Süleyman, Moğolları Durduran Türk: Sultan Baybars, Berikan Yayınları, Ankara, 2018.

Özdemir, H. Ahmet, Moğol İstilası, İz Yayıncılık, İstanbul.

Roux, Jean Paul, Moğol İmparatorluğu Tarihi, Çev. Aykut Kazancıgil, Ayşe Bereket, Dergah yayınları, İstanbul, 2018.

Runciman, Steven, Haçlı Seferleri Tarihi III, Çev. Fikret Işıltan, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1986.

Yiğit, İsmail, Kutuz, TDV İslam Ansiklopedisi.

Yiğit, İsmail,  Memlükler, TDV İslam Ansiklopedisi.

Yuvalı, Abdulkadir, Hülagu, TDV İslam Ansiklopedisi.

Yuvalı, Abdulkadir, İlhanlılar, TDV İslam Ansiklopedisi.

Yuvalı, Abdulkadir, İlhanlılar Tarihi, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul, 2017.

Ziyade, Nikola, Ayn-ı Câlût’ta Moğolların Yenilgisi Arap Medeniyetini Kurtardı, Çev. İbrahim Ethem Polat, Nüsha Dergisi.

https://islamansiklopedisi.org.tr/aynicalut-savasi

https://islamansiklopedisi.org.tr/baybars

 https://islamansiklopedisi.org.tr/kutuz

https://fisildayankalemler.org/buyuk-zafer-aynicalut-savasi-i/#google_vignette

Editör Murat Çatal

Genel Yayın Yöneetmeni: Elif Ünal Yıldız

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

BÜYÜK ZAFER: AYNICALÜT SAVAŞI

 

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mustafa CANKURT

1978 yılında Aksaray'da doğdum. Anadolu Üniversitesi İşletme bölümü ve Atatürk Üniversitesi Sosyal Hizmet Lisans bölümlerinden mezun oldum. Tokat Zile Devlet Hastanesinde Sosyal Hizmet Uzmanı olarak görev yapmaktayım. Evliyim; Halil Furkan, Ömer Faruk ve Ayşe Naz isimlerinde üç çocuğum var. Okumaya düşkünüm, ortaokul yıllarından beri iyi bir okuyucuyum, özellikle tarih okuyucusuyum. 2020 yılı eylül ayında “Siyah Sancağın Gölgesinde-Celaleddîn Harzemşah” isimli “tarihi roman” formatında ilk kitabın çıktı.