ANNELİK: Takdire Şayan Bir Armağan
- Yazar: Şerif PINAR
- 10 Mayıs 2025
- 30 kez okundu

ANNELİK: Takdire Şayan Bir Armağan
Annelik, her kültürde, her toplumda, her dönemde sevginin, fedakârlığın, sabrın ve gücün sembolü olmuştur. Bir annenin kalbi, çocuklarına duyduğu derin sevgiyle atarken, aynı zamanda evrenin en büyük gücünü taşır.
Anne olmak, sadece bir biyolojik süreç değil, aynı zamanda toplumların şekillenmesinde en önemli rolü üstlenen bir görevdir.
Annelik, doğanın sunduğu en güzel ve en derin bağdır. Çocukları dünyaya getiren ve büyüten anneler, her gün yeni bir mucizeyi gözlerinde, yüreklerinde ve ellerinde yaşarlar.
Bir çocuğun ilk adımlarını, ilk kelimelerini, ilk başarılarını görmek kadar, ilk düşüşlerini ve hayal kırıklıklarını da göğüslemek, anneliğin bir parçasıdır. Çünkü bir anne, sadece güzel anılara değil, aynı zamanda zor zamanlara da tanıklık eder ve güçlü kalmak zorundadır.
Annelik, sadece bireysel bir deneyim değildir
Annelik, sadece bireysel bir deneyim değildir; toplumların şekillenmesinde, kültürlerin aktarılmasında ve hatta devletlerin yükselmesinde de rol oynar. Kurtuluş Savaşı’nda cepheye mermi taşıyan kadınlar, Cumhuriyet’in temellerini atan anneler ve geleceği inşa eden liderlerin anneleri…
Tüm bu anneler, yalnızca çocuklarını değil, toplumlarının kaderini de taşımışlardır. Bir anne, sadece evlatlarını değil, aynı zamanda bir milletin yarınına dair umutlarını da büyütür.
Dünya üzerinde hiçbir güç, bir annenin evladına duyduğu sevgi kadar güçlü değildir. Anneler, çocuklarına yalnızca yaşamak için gerekeni öğretmekle kalmaz, aynı zamanda doğruluğu, sevgiyi, merhameti, adaleti ve daha pek çok değerli öğretiyi de aktarırlar. Her annenin içinde bir bilge, bir savaşçı, bir öğretmen vardır. Tüm anneler her zaman kahramanlıkla özdeştir.
Bir annenin elinden tutmak, ona sarılmak, onun gözlerinde gördüğümüz sevgi, bir çocuğun hayatındaki en önemli kalıcı etkilerden biridir. Her bir anne, dünyaya olan bakış açısını, evladının gözlerinde yeniden şekillendirir. Çünkü annelik, bir miras değil, aynı zamanda geleceğe bırakılacak bir izdir.
Zamanla değişen dünyada, annelik hâlâ aynı büyüklükte ve değerli kalmaktadır. Bir anne, her zaman aynı kalacaksa da, çocukların dünyası değişse de anneler hep var olacaktır. Her nesil, kendi annesinden aldığı öğretilerle büyür, ancak bir anne her zaman kendi çocuklarının kalbine yerleşir.
Anneler, sevginin ve gücün simgesidir.
Onlar, çocuklarının yalnızca ilk adımlarını değil, hayat yolculuklarını da izler. Bir annenin göğsünde taşıdığı sevgiyi, sadece bir çocuk değil, bir toplum, bir millet ve bir dünya hisseder. Çünkü anne olmanın gücü, sınırsızdır.
Ancak üzülerek de belirtmek isterim ki, özellikle son dönemde bireyselleşen toplum figüründe; çocuklarını terk eden, çocuklarına tahammül edemeyen veya çocukları arasında denge kuramayan annelerin çokluğu, narşist bir yapı içerisinde analık vasfını yerine getirememe yönüyle karşımıza çıkmaktadır.
Umay Ana, Ak Ana, Ay Ana
Umay Ana, Türk mitolojisinde doğurganlık, çocuk ve analık tanrıçasıdır. Gökyüzü kökenlidir ve çocukları koruduğuna inanılır. Eski Türkler yeni doğan bebekleri Umay’ın himayesine bırakırdı. Umay Ana, bütün Türk annelerinin ruhani koruyucusudur.
Ak Ana, Türk ve Altay mitolojisinde evrenin yaratılmasına yardım eden kutsal varlıktır. Su ve doğayla ilişkilidir. Dişil bir yaratıcı figür olarak Türk mitolojisinde “ilahi anne” rolünü üstlenir.
Ay Ana, Ay’ın simgesel kişiliğidir; çocukları koruyan bir başka kutsal annedir. Bazı efsanelerde Ay Ata ile birlikte gökyüzü düzeninin parçasıdır.
İskit/Saka Türklerinin kraliçesi Tomris Hatun, eşinin ölümünden sonra oğlunu büyütüp bir hükümdar olarak yetiştirmiş, Pers Kralı Büyük Kyros’a karşı savaşarak onu öldürmüştür.
İl Bilge Hatun, Börte, Süyümbike
İl Bilge Hatun Göktürk Devleti döneminde devlet işlerinde etkin bir anadır.
Börte, Cengiz Han’ın eşi, çocuklarının annesi. Moğol-Türk karışımı kültürde önemli bir ana figürdür. Cengiz Han seferdeyken orduyu idare etmiş, siyasi kararlar almıştır.
Süyümbike, Kazan Hanlığı’nın son kraliçesidir. Hem hükümdar eşi hem anne olarak halkını korumaya çalışmıştır. Tatar halkı için kutsal bir ana figürdür. Kazan’daki “Süyümbike Kulesi” onun adını taşır.
Hayme Ana, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin büyükannesi veya annesidir. “Devlet Ana” olarak da anılmıştır.
Şerife Bacı, Nene Hatun, Kara Fatma
Şerife Bacı, Kastamonu’dan cepheye mermi taşıyan kahraman bir Anadolu kadını. Yeni doğmuş bebeğiyle birlikte kış şartlarında cephane taşırken donarak şehit olmuştur.
Nene Hatun, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nda (93 Harbi) öne çıkmıştır ama Cumhuriyet’in kuruluş döneminde de sembol haline gelmiştir. Anadolu kadınının vatan savunmasındaki yerini temsil eder.
Kara Fatma lakaplı Fatma Seher Erden, 2 çocuğundan birini savaşta kaybetti. Subay olarak savaştı, 700 kişilik milis gücü kurdu. Kadınlara öncülük etti, erkek askerlerle omuz omuza savaştı.
Türkan Saylan, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin kurucusu, eğitim gönüllüsü olup binlerce kız çocuğun okumasını sağlamış; özellikle yoksul annelerin, kızlarının geleceğine yön vermesine vesile olmuştur.
Adile Naşit, oğlu Ahmet’i küçük yaşta kaybetmiştir. Ancak ekranlarda ve sahnede milyonlarca çocuğun “masalcı teyzesi” ve “ekran annesi” olmuştur. Topluma sevgiyi, aileyi, paylaşmayı öğreten bir kültürel anne figürüdür.
Muazzez İlmiye Çığ Sümerolog, arkeolog ve yazar. Sümerler üzerine yaptığı çalışmalarla Türk ve dünya tarihine katkı sunmuştur. Hem bilim kadını, hem anne, hem de Cumhuriyet kadını örneğidir.
Ve Zübeyde Hanım, önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi. Oğlunun yetişmesinde etkili bir rol oynamış, onun lider, milliyetçi ve bağımsızlıkçı karakterinin oluşmasında büyük katkı sağlamış, Cumhuriyet Annemiz. Hem “anneliğin” hem de “vatan sevgisinin” sembolü.
Bu kadınların her biri, çocuğunu büyütürken toplumu da şekillendirmiş, kendi alanlarında iz bırakmıştır. Ve niceleri, fedakâr annelerin timsali…
https://fisildayankalemler.org/author/serifpinar/
Muhteşem bir yazı 🥰 anne yüreği taşıyan herkese selam olsun ❤️