Bir Yaprağın Fısıltısı

Bir Yaprağın Fısıltısı

Bir Yaprağın Fısıltısı

Pencerenin önünde bir saksı… İçinde yalnızca yılda bir kez, tek bir yaprakla selam veren cennet kuşu çiçeği yaşıyordu.

Yaprağı açtığında gökyüzüne doğru kavislenen bir dua gibiydi. Ne sıcağı severdi, ne de ayazı. Bahar aylarının ılık neşesi, onun tek şarkısıydı.

Adam da öyleydi işte. Ne fazla gürültüye katlanabilirdi, ne de sessizliğin buz kesen yalnızlığına. İkisinin de ruhu, bahar gibi ılımlı, umut dolu, ama biraz da suskundu.

Çiçek, haftada bir yudum su isterdi; arada sırada da toprağına karışan birkaç damla gübre. Ama adamın varlığı yeterdi ona. Yine de adam onu severdi.

Çünkü o çiçekte, kelimelere dökülmemiş bir sır gizliydi. Sanki yaşamın büyük sorularından biri, bu iki varlığın sessizliğinde yankılanıyordu.

Her sabah, adam uyanır uyanmaz pencerenin önüne giderdi. Eğer o gün önemli bir işi yoksa –ki çoğu zaman olmazdı– çayı demleyip, çiçeğini pencerenin en aydınlık yerine koyardı.
Sonra kendisi de eski divana oturur, ya kitap okur, ya da televizyona göz gezdirirdi. Ama dikkatinin bir köşesi hep çiçekteydi.

Sanki göz göze gelseler, çiçek ona bir şey fısıldayacaktı.
Sanki o an, yaşamın kırılgan bir sırrı çözülüverecekti.

Bir gün, hiç konuşmaz sandığı çiçek, yaprağını usulca titretti.
Adam, başını çevirdi. Gözlerini kısmış, ona baktı.

“Bugün çok durgunsun,” dedi sessizce.

Gerçekte var olmayan, ama ruhun duyduğu bir sesle, sanki çiçekten bir fısıltı yükseldi “Seninle aynı mevsimde doğmuşum ben. Ruhlarımızın dokusu benzer. Sen de, ben de yalnızca baharda açıyoruz kalbimizi.”

Adam gülümsedi. “Biliyorum,” dedi. “Ben de o yüzden çıkmıyorum dışarı. Seni izlemek, kendimi izlemek gibi.”

Çiçek, sessizliğe büründü yine. Ama artık o sessizlik, sıradan bir sükût değildi.
Sanki evin içi, görünmez bir sohbetle dolmuştu.
Adamın bakışı çiçeğe değdiğinde, geçmişte çözemediği soruların yanıtı bir yaprak kıpırtısında gizliydi.

Yılda yalnızca bir kez açsa da, adama yetiyordu. Çünkü her açılış, bir iç yolculuktu.
Her kapanış, yeni bir baharın umuduydu.

Günler geçerken, adam her sabah aynı ritüelle başlıyordu güne. Çiçekle konuşmazdı çoğu zaman. Ama konuşmamak, susmak değildi. Aralarındaki sessizlik, kalabalıklardan daha yoğundu.
Zamanla, çiçeğin yapraklarının kıpırtısından adam kendi içinin rüzgârını okumayı öğrendi.
Bir gün, yaprak biraz daha yavaş titredi.

Adam pencereye yaklaştı, uzun uzun baktı.
“Gitmemi mi istiyorsun?” diye fısıldadı. Çiçek sessizdi. Ama ışığın altında gölgesi bir kuş gibi titreşti duvarda.

Adam, anladı. Gidilmesi gereken zamanlar da vardı. Kök salmak, bazen toprağa değil, zamanın içinde bir yereydi.

O gün dışarı çıktı. Uzun zamandır ilk kez. Parkta yürüdü, bir çocukla göz göze geldi, bir kedinin ardından uzun uzun baktı. Geri döndüğünde güneş batmak üzereydi.

Çiçek hâlâ pencerenin önündeydi. Ama artık ona bir çiçek değil de, bekleyen bir dost gibi baktı. Belki de hayat dediğimiz şey, tam da buydu: Bir çiçeğe bakarken, kendini görmeyi öğrenmek. Çünkü bazı çiçekler yaprak açmazdı her bahar,
Ruhumuzda açtıkları iz, bir ömre yetebilirdi.

Adam o akşam şunu düşündü: “Belki de bu çiçek benim aynamdı.
Ve ben, hayatı ona bakarken gördüm ilk kez…”

Şadan Köse

Bu yazının bütünü yazarına aittir

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

İnstagram

Yorumlar (1)

  1. Yıldız Tek Gamlı
    • 21/07/2025

    Harika bir öykü 👌

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şadan Köse

Yazar Şadan Köse Mersin Mut İlçesi Alaçam Mah. doğdu. Türk Silahlı Kuvvetlerinde Astsubay ve Anestezi Teknikeri olarak görev yaptı. Türkiye’nin birçok yerinde ve Kıbrıs da görev yaptı. Yaşadığı bu şehirler, özellikle Kıbrıs edebiyat adına kendisi için çok verimli olduğunu söylüyor Günlük, haftalık yerel ve ulusal gazetelerde makaleleri yayınlandı, Maki, 4Mevsim ve Truva Edebiyat gibi dergilerinde şiir ve öyküleri yayınlandı. Edebiyat dünyasına Mavi Kuş Medya yayınları okuyucularının oylarıyla en iyi çıkış yapan Fantastik edebiyat ödülü ile değer katmıştır. Halen Mersin Yazarlar Derneği yönetim kurulu, İçel Sanat Kulübü ve Mersin Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyesidir. Yayınlanmış Eserleri 1-YİĞİT adlı şiir kitabını. 2- HOŞGÖRÜNÜN ADRESİ adlı araştırma kitabını. 3- AŞK ONA UĞRAMADI adlı şiir kitabını. 4- BİR HAYAT BÖYLE GEÇTİ adlı öykü kitabını. 5- AŞKIN KÖR NOKTASI adlı romanı. 6- SENDE HÜZÜN OLMAMALI adlı şiir kitabını. 7- YOL ARKADAŞIN adlı romanını. 8- TELEPATYA UYGARLIĞI adlı fantastik öykü kitabını. 9- ÖMRÜM OLDUKÇA adlı öykü kitabını. 10- HOŞÇA KAL adlı Şiir kitabını. 11- HORUS’UN GÖZÜ Mistik öykü kitabı.