HAÇLI’YA KARŞI ŞAM DİRENİŞİ
- Yazar: Mustafa CANKURT
- 25 Temmuz 2024
- 40 kez okundu
![HAÇLI’YA KARŞI ŞAM DİRENİŞİ](https://fisildayankalemler.org/wp-content/uploads/2024/07/ii.-HACLI-I.jpg)
HAÇLI’YA KARŞI ŞAM DİRENİŞİ
Sevgili Tarih Severler,
Bugün sizlere II. Haçlı Seferi ve Müslümanlar’ın Şam direnişinden bahsedeceğim.
II. HAÇLI SEFERİ VE HAZIRLIĞI
Musul Atabeyi İmâdeddîn Zengi’nin 1144 yılında Urfa’yı ele geçirip buradaki Haçlı Kontu’nu uzaklaştırması, Avrupa’da büyük bir infiale sebep oldu. Urfa, I. Haçlı Seferi sonrasında kurulan dört Haçlı devletinden biriydi ve Hıristiyanlık için kutsal şehirlerden biriydi.
Urfa’nın elden çıkması, Kudüs Kraliçesi Melisende’ye ulaşınca, Melisende, Cebele Piskoposu II. Hugue’yi elçi olarak Roma’ya gönderdi. Papa III. Eugenius, Hugue’den bu haberi alınca Hugue’yi Almanya ve Fransa krallarına gönderip Haçlı Seferi için hazırlanmalarını istedi. Papa Eugenius, Almanya ve Fransa kralları ile iyi ilişkilere sahipti, ancak Avrupa’nın diğer kralları ile arası açıktı. Papa, 1 Aralık 1145 tarihinde bir bildiri yayımlayarak kutsal savaş çağrısı yaptı. Urfa’nın kaybı, tüm Avrupa’nın dehşete kapılmasına sebep oldu.
Nihayetinde, 31 Mart 1146’da Fransa Kralı VII. Louis, haçı kabul etti. Bir süre sonra Almanya Kralı III. Konrad da kutsal savaşa gitmeye razı oldu. Diğer Avrupa ülkeleri ise III. Eugenius’u papa olarak kabul etmediklerinden bu çağrıya kulak asmadılar. Sadece İngiliz, Flaman ve Portekizliler’den oluşan küçük birlikler haçı kabul edip deniz yoluyla Filistin’e gitmeye karar verdiler.
Haçlı Seferi’nin görünen sebebi Urfa’nın Müslümanlar’ın eline geçmesiydi. Fakat asıl sebep şüphesiz doğunun zenginliğiydi.
SEFER BAŞLADIĞINDA ORTADOĞU’NUN DURUMU
Haçlı orduları yola çıktığında, Anadolu’nun bir kısmı ile Trakya ve Avrupa’nın batısında Bizans İmparatorluğu; Anadolu’nun büyük kısmında Türkiye Selçuklu Devleti; Antakya’da Haçlı Prensliği; Kudüs ve çevresinde Haçlı Krallığı; Şam ve civarında Türk Börü Atabeyliği (Şam Atabeyliği-Tuğtekinliler) bulunmaktaydı.
Urfa’yı ele geçiren İmâdeddîn Zengi’nin 1146’da vefat etmesi üzerine toprakları ikiye ayrıldı. Musul ve el-Cezire’de büyük oğlu Seyfeddîn Gâzî hüküm sürerken, Haleb ve Urfa’da ikinci oğlu Nureddîn Mahmud hüküm sürmekteydi.
HAÇLI SEFERİNİN BAŞLAMASI
Haçlı orduları hazırlanmaya başladı. İlk yola çıkan, Kral Konrad komutasındaki Alman ordusu oldu. O, 1147 yılının Mayıs ayında yola çıktı. Yolda ve Bizans topraklarında yağmalardan sonra Alman ordusu, 10 Eylül 1147’de İstanbul’a ulaştı.
Fransa Kralı VII. Louis’in ordusu ise Metz’de diğer Norman ve İngiliz Haçlıları’nın da katılımıyla 15 Haziran 1147 tarihinde yola çıktı. Fransız ordusu, sayı olarak Alman ordusundan fazlaydı. Aynı zamanda daha nizami ve disiplinliydi. Fransızlar, 4 Ekim 1147 tarihinde İstanbul’a vardılar.
Bizans İmparatoru Manuel, Haçlılar’ın ülkesine vereceği zararı hesaplayarak onlarla bir anlaşma yapmış ve Haçlıları hemen Anadolu’ya geçirmişti.
Türkiye Selçuklu Sultanı Mesud, Haçlıların çoğunluğunu oluşturan Alman ve Fransız ordularını ardı ardına yenilgiye uğratarak onlara büyük zararlar vermiştir. Alman ve Fransız kralları güçlükle Kudüs’e ulaşabilmiştir.
ŞAM DİRENİŞİ VE MUHASARASI
Şam’da Börü Atabeyi Abak olmasına rağmen, yönetimde tecrübeli vezir Muinüddîn Üner etkiliydi. Üner, bölgedeki Antakya ve Kudüs Haçlıları ile dostluk ilişkisi kurarak Şam’ı korumayı başarmıştı. Aynı zamanda damadı olan Haleb Atabeyi Nureddîn Mahmud Zengi ile de ittifak hâlindeydi.
Kudüs’ten sonra Akka’ya gelen Haçlı kral, prens, baron, kont ve diğer komutanlar Akka’da bir toplantı yaparak Şam’a saldırma kararı aldılar (24 Haziran 1148).
Alınan karar gereği, Haçlı orduları Taberiye’de toplandı. Elli bin civarında bir ordu hazırlanmıştı. Bu arada Musul ve Haleb Atabeylerinin baskısı altında bulunan Antakya, Trablus ve Urfa kontlukları Kudüs’e ordu gönderemediler.
Temmuz ayında Banyas’a gelen Haçlılar, burada karargâh kurup bir toplantı yaptılar. Toplantıda Şam kuşatmasında uygulanacak stratejiler görüşüldü. Şehrin batıdan kuşatılmasına karar verildi. Batı tarafta şehrin büyük bir kısmını çevreleyen ve şehri koruyan meyve bahçeleri bulunuyordu. Bu bahçeler ele geçirilirse şehir kolayca teslim olurdu.
Haçlılar, stratejileri gereği batı taraftan meyve bahçelerini ele geçirmek üzere 24 Temmuz’da kuşatmayı başlattılar. Bu meyve bahçelerinde yollar dar olup bir atın geçebileceği genişlikteydi. Ağaçlar ise çok sıktı. Bu patikaları geçmek çok zordu. Üstelik Şam askerleri de buralara gizlenmiş ve sürekli Haçlılara tacizlerde bulunuyordu. Bir süre sonra gönüllülerden ve yerel halktan oluşan takviye birlikler Haçlılara açıktan saldırdı. Artçı birliklerin ve Konrad’ın yetişmesi üzerine Müslümanlar geri çekildi. Fakat Haçlılar dehşete düşmüşlerdi.
25 Temmuz’da Emir Üner, Şam’a yardıma gelen kuvvetlerle şehirden çıkıp Haçlılara saldırdı. Okçuların desteği ile yapılan bu saldırı, Haçlılara büyük zayiat verdirmişti. Yine gönüllüler ve halk da direnişe destek oluyordu. Bu direnişte ülemâdan Hüccedüddîn Yusuf Bin Dinâs da bulunuyordu ve o, bu çarpışmalarda şehit oldu. Üner, tekrar şehre çekildi.
Haçlılar, batıdan şehre giremeyeceklerini anladılar. Strateji değişikliğine gidip doğudan kuşatmaya karar verdiler. Ancak bu durum bazı Haçlı komutanlarını rahatsız etti. Bu değişiklik için Emir Üner’den rüşvet alındığı bile iddia edildi.
Bu arada Musul Atabeyi Seyfeddîn ile kardeşi Nureddîn Mahmud, Hıms’a geldiler. Böylece İslam devletleri arasında Şam ittifakı kurulmuş oldu.
Seyfeddîn Gâzî, Vezir Üner’e bir elçi göndererek şöyle dedi:
“Ülkemdeki eli silah tutan herkesi yanıma alıp geldim. Oraya gelip Haçlılarla karşılaşmak için naiblerimin Şam’da olmasını istiyorum. Eğer mağlup olursam askerimle şehre girer ve oraya sığınırım, galip gelirsem şehir yine sizindir, ben bu konuda sizinle çekişmem.”
Haçlı ordusu, bu kez de Şam’ı doğudan kuşattı. Ancak buradaki surlar, şehrin en sağlam surlarıydı. Haçlılar kuşatmayı 27 Temmuz’da başlatmalarına rağmen zorluğu fark ettiler.
Bu sırada Emir Üner, Seyfeddîn ve Nureddîn gelmeden Haçlıları buradan kovmak istiyordu. Zengiler’in Şam’dan çıkmayabileceklerini düşünüyordu. Bu yüzden Haçlılar’ın geri çekilmesi için onlara şu mesajı gönderdi:
“Şarkın hükümdarı (Seyfeddîn Gâzî) buraya geldi, ya çeker gidersiniz ya da ben şehri ona teslim ederim, o zaman da pişman olursunuz.”
Üner aynı zamanda yerli Haçlılar’a (Kudüs ve Antakya Haçlıları) şu haberi gönderdi:
“Siz hangi akılla bize karşı bunlara (Avrupa’dan gelen Haçlılar) yardım ediyorsunuz? Bilirsiniz ki eğer onlar Şam’a hâkim olurlarsa sahildeki bütün yerleri elinizden alırlar. Bana gelince, eğer şehri müdafaadan aciz kalırsam şehri Seyfeddîn’e teslim ederim. Yine iyi bilirsiniz ki eğer Seyfeddîn, Şam’a hâkim olursa sizin onunla beraber Suriye’de kalmanız da mümkün değildir.”
Üner’in bu hamlesi işe yaramıştı. Şam’ın kimde kalacağı konusunda da kavga kendini gösterdi. Beyrut Kontu Guy Brisebarre, Şam’ın kendisine verilmesini talep etti ancak kralların onayı ile Şam, Flandre Kontu Thierry’ye verilmişti. Bu da kavgaya sebep oldu.
Haçlılar, Seyfeddîn ve Nureddîn’in ordularının Hıms’tan gelmesi çok zaman almazdı. Nihayet, şehrin alınamayacağına kanaat getiren Haçlılar, 28 Temmuz’da kuşatmayı kaldırarak Celile yönünden geri çekilmeye başladılar. Emir Üner, onların arkasına Türkmen savaşçıları gönderdi. Türkmenlerin saldırıları neticesinde Haçlılar kayıp vererek Kudüs’e dönebildiler.
Üner’in Haçlılara karşı elde ettiği bu zaferin arkasında, bir diğer Haçlı kontlarına gönderdiği rüşvet ve onları göklere çıkaran mektupları da vardı. Üner, iki yüz bin dinar Kudüs Kralı Baudouin; elli bin dinar ise Taberiye Kontu’na gönderdi. Ayrıca Haçlı liderlerine de mektuplar göndererek Şam’dan çekilmelerini sağladı. Bu arada onun gönderdiği altınlar ise sahteydi.
Şam kuşatmasında Emir Üner’in siyaset ustalığı da tarihe geçti. Böylece Şam’ı ne Haçlılara kaptırdı ne de Zengilere teslim etti.
Mustafa Cankurt
Kaynakça:
Altan, Çetin, Haçlı Seferleri, Timaş Yayınları, İstanbul, 2021.
Bezer, Gülay Öğün, Tuğtekinliler, TDV İslam Ansiklopedisi.
Bezer, Gülay Öğün, Zengîler, TDV İslam Ansiklopedisi.
Demirkent, Işın, Haçlılar, TDV İslam Ansiklopedisi.
Gök, Halil İbrahim, Musul Atabeyliği-Zengiler, Musul Kolu, T.T.K. Yayınları, Ankara, 2013.
İbn Kalânisi, Şam Tarihine Zeyl-I ve II. Haçlı Seferleri Dönemi, Çev. Onur Özatağ, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2015.
İbnü’l Esir, El Kamil Fi’t-Tarih, c. XI Trc.: Ahmet Ağırakça-Abdülkerim Özaydın, Bahar
Yayınları, İstanbul, 2008.
İnce, Fatma, Nureddîn Mahmud B. Zengi ve Haçlılarla Mücadelesi, Serander Yayınları, 2020.
Kesik, Muharrem, Selçukluların Haçlılarla İmtihanı, Timaş Yayınları, İstanbul, 2018.
Maalauf, Amin, Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri, Çev. Ali Berktay, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2019.
Nicolle, David, İkinci Haçlı Seferi, Çev. L.Ece Sakar, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2010.
Runciman, Steven, Haçlı Seferleri Tarihi I-II, Çev. Fikret Işıltan, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1986.
Takkuş, Muhammed Süheyl, Musul ve Biladü’ş-Şam Atabegleri-Zengiler, Selenge Yayınları, Çev. Mustafa İsmail Dönmez, İstanbul, 2021.
https://islamansiklopedisi.org.tr/tugteginliler
https://islamansiklopedisi.org.tr/haclilar
https://fisildayankalemler.org/harzemsahin-parvan-zaferi/
Editör: Murat Çatal
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız
Bu yazının bütünü yazarına aittir.
Bir önceki yazımı okudunuz mu?