“3-9 Kasım Organ Bağış Haftası” Organ Nakli Koordinatörüyle Röportaj
- Yazar: İsmet Serhat KAHYA
- 5 Kasım 2025
- 95 kez okundu
3-9 Kasım Organ Bağış Haftası” Organ Nakli Koordinatörüyle Röportaj
3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası kapsamında, Ankara bir kamu hastanesinde görev yapan Organ Nakli Koordinatörü ile organ bağışının anlamını, sürecini ve toplumdaki algısını konuştuk. Organ bağışı sadece bir tıbbi işlem değil; bir insandan diğerine uzanan sessiz bir umut köprüsüdür.
İşte “yaşatmak” kelimesinin en derin anlamıyla buluştuğu o sürecin perde arkası…
Organ bağışı denildiğinde ne anlamalıyız? Organ bağışı nedir ve hangi organlar bağışlanabilir?
Koordinatör: Organ bağışı, bir insanın ölümünden sonra organlarının başka hastalara nakledilmesi için gönüllü olarak izin vermesidir. Kişi hayattayken bu kararı kendi isteğiyle verebilir ya da vefatından sonra ailesi onay verirse bu süreç başlatılır.
Vücutta kalp, karaciğer, böbrek, akciğer, pankreas, kornea gibi birçok organ ve doku nakledilebilir. Her biri bir yaşamın yeniden başlaması demektir.
Organ bağışında bulunmak isteyen bir vatandaş hangi adımları izlemelidir? Süreç nasıl işler?
Koordinatör: Vatandaşlarımız, en yakın il sağlık müdürlüğüne, hastanelere ya da e-Devlet üzerinden organ bağışı yapabilirler. Kimlik bilgileriyle yapılan başvuru sonrası bir “organ bağış kartı” verilir.
Fakat burada en önemli nokta şudur: Bağış kararı aileye mutlaka bildirilmelidir. Çünkü kişi bağışçı olsa dahi vefatından sonra aile onayı olmadan organ nakli yapılamaz. Ailenin kararı sürecin en önemli halkasıdır.
Organ bağışı konusunda toplumsal veya dini çekincelerle karşılaşıyor musunuz?
Koordinatör: Evet, zaman zaman toplumda bazı yanlış inanışlar olabiliyor. Oysa Diyanet İşleri Başkanlığı, 1980’li yıllarda yayınladığı fetvada açıkça belirtmiştir ki; organ bağışı dinen caizdir ve insana hayat vermek büyük bir sevaptır. Maide suresinin 32. Ayetinde mealen; Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. Bizler bu noktada toplumun bilinçlenmesi için seminerler, eğitimler ve farkındalık etkinlikleri düzenliyoruz. Bilgi arttıkça önyargılar azalıyor.
Bir organ nakli koordinatörü olarak görev süreciniz nasıl ilerliyor?
Koordinatör: Bizim görevimiz sadece bir nakli organize etmek değildir; aynı zamanda bir umut hikayesini yönetmektir. Beyin ölümü tanısı konulan hastalarda süreci başlatır, aile ile iletişimi kurar, etik ve tıbbi tüm adımları koordine ederiz.
Ayrıca toplumun bilinçlenmesi için okullarda, kurumlarda bilgilendirme faaliyetleri yürütürüz. Her başarılı nakil, bizler için tarifsiz bir mutluluk kaynağıdır.
Organ bağışında bulunmak isteyen ama kararsız olan vatandaşlara ne söylemek istersiniz?
Koordinatör:Bir gün bizim ya da sevdiklerimizin de organ bekleyen bir hasta olabileceğini unutmamalıyız.
Organ bağışı; ölümden sonra bile yaşatabilmenin bir yoludur. Bir insanın yaşamını kurtarmak, dünyada yapılabilecek en büyük iyiliktir. Karar vermek zor ama sonrasında duyulan huzur tarifsizdir.
Son olarak, Organ Bağışı Haftası vesilesiyle kamuoyuna iletmek istediğiniz mesajınız nedir?
Koordinatör: Bu hafta bir fırsattır. Gelin, hayatın devam etmesine katkı sağlayalım.
Bir imza, bir kart, bir söz… Belki de bir çocuğun gülümsemesine dönüşecek.
Herkesi organ bağışına davet ediyorum. Çünkü bağış, insanın insana verebileceği en büyük hediyedir.
3–9 Kasım Organ Bağışı Haftası kapsamında, “yaşatmak” eyleminin en anlamlı halini hatırlıyoruz.
Röportaj Yapılan Kişi: Abdullah KESKİN, Sosyal Hizmet Uzmanı/Organ Nakil Koordinatörü
